KATMA DEĞER YARATAN ŞİRKETLER BİRLEŞMELİ Mİ?

GÜNDEME DAİR…

Türkiye, iç pazarda son dönemde yaşanan gelişmeler sonrasında rotasını uluslararası piyasalara daha fazla dikti. Bu süreçte firmalarda da yeniden yapılanma sürecinin hızlandığını görüyoruz. Çünkü şirketlerin doğru bir kurumsal yapılanmaya sahip olması özellikle yerelde kalıcılık ve global alanda da rekabet avantajı getirdiğini artık bilmeyenimiz yok.  

Ekonominin en yoğun gündem konusu olduğu şu zamanda, şirketlerin hem iç pazarda hem de dış pazarda güçlenmesi için şirket birleşmelerinin önemi her geçen gün artıyor. Türkiye’nin gerçek potansiyelinin ortaya çıkması için doğru şirketlerin doğru yöntemlerle birleşmesi, gerek vergilendirme esasları gerekse bazı yasal kolaylıklarla özendirici hale getirilmesiyle ekonomiye büyük fayda sağlayacağı düşünülüyor.

Türkiye’de aile şirketlerine dayalı yapının azalması, yönetim ve sahiplik müesseselerinin birbirinden ayrılması, çalışanların ortak yapılması, sermayenin tabana yayılması çok ortaklı ve profesyonel yöneticiler tarafından yönetilen şirketlerin oluşturulmasının anahtarı olarak da şirket birleşmeleri gösteriliyor. 

Bu konudaki kanaat önderlerini dinlediğimizde; Türkiye’nin rekabet gücünün tam anlamıyla uluslararası arenaya taşınması için katma değer yaratan şirket birleşmelerinin teşvik edilmesi gerektiğinde birleşiyorlar. 

Devletin şirket birleşmelerini teşvik etmesinin de sistemin daha hızlı ilerlemesine katkı sağlayacağı öngörülüyor. Böylelikle değer yaratan birleşmelerin vergisel olarak teşvik edilmesinin hem ekonomiye hem de şirketlere kazanç sunacağının altı çiziliyor. Bu sayede uzun vadede sadece şirketlerin değil, Türkiye’nin de kazanacağı aşikar. 

Birleşen kurumların enerji ve istihdam desteklerinin artırılmasını isteyen kanaat önderleri;  ayrıca Türkiye’ye fayda getirebilecek tüm sektör ve faaliyet konularının kapsama alınmasının faydalı olacağını öngörüyorlar.  Bakın bu konudaki tespitlerini ise şöyle özetliyorlar:

İndirimli kurumlar vergisinin uygulanacağı sürenin diğer bazı ülkelerdeki gibi, Kurumlar Vergisi tekniğiyle de uyumlu şekilde- üç yıldan beş yıla çıkarılması da iyi olabilir.  Türkiye’de ticari ve finansal borcu olan şirketlerin tabii olduğu çok sayıda karmaşık kanun ve mevzuatın konsolide ve senkronize edilerek, basit ve şeffaf hale getirilmesi, birleşmelerdeki çok uzun olabilen bürokratik süreçlerin asgariye indirilmesi şirket birleşmelerinde kolaylık sağlayacak.   Türkiye’deki şirketlerin potansiyelinin çok güçlü olduğu ve ilerleyen dönemde bunun ekonomiye mutlaka olumlu etki yapacağı unutulmamalı.