İZMİR KÜÇÜK DEĞİL BÜYÜK HAYAL ET!

 

 

SEDA GÖK

GÜNDEME DAİR…

Bugün Ankara’dan İzmir’i yazacağım. İzmir’de gazetecilik yapanlar bilir. Her sene İzmir’in kamudan aldığı paya ilişkin bir haber yapmak adettendir. Son yıllarda İzmir’in kamu yatırımlarından aldığı payda kıpırdanma olsa da, geçtiğimiz 30 yıllık sürece baktığımızda olması gereken noktada olmadığını görüyoruz.

Farklı zaman dilimlerinde ‘Ankara çıkarması’ adı altında İzmir iş dünyası Ankara’ya geldi, gitti. Sorunları ve hedeflerini anlattı. Çarşamba sohbetleri, Kordon Sohbetleri… gibi farklı isimlerde gerçekleşen toplantılarda Ankara’daki siyasetçi ve bürokratları ağırladı. Yine de isteklerini tam olarak anlatamadılar. Ve gün geldi ‘Anadolu Kaplanları’, ‘Ege’nin Efeleri’ne kafa tutar hale geldi.  Diyeceksiniz ki; bu kadar girizgâh niye…

İzmir’in Türkiye’de üç büyük şehirden biri olma ve İstanbul ile rekabet etme anlayışından sıyrılarak;  daha büyük düşünmesi, yönünü AB çevirmesi şehrin vizyon değişiminde ve kalkınma hızının artmasında etkili olacak.

Geçtiğimiz günlerde ESİAD’ın Ankara Ofisi açıldı. İzmirli iş dünyasını Ankara’da görmek güzeldi. Bundan sonra umut ediyorum ki, daha sık görmek mümkün olur. Sadece yılda iki defa gerçekleşen genel kurulların kulis salonlarında değil İzmir’in Ankara’da organize ettiği etkinliklerde de görelim.

ESİAD Ankara Ofisi üzerinden konuya baktığımda; bu aslında İzmirli iş insanının çok önce yapması gereken bir şeydi. Konya, Kayseri, Gaziantep ve Bursa gibi şehirlere baktığımızda ciddi şekilde altyapı yatırımları aldıklarını görüyoruz.  Kamudan ve özel sektörden büyük ilgi gördüler. Sanayiye olan katkılarını çok arttırdılar. İzmir ise aynı hızda yükselmedi, belki biraz şişmanladı. İzmir, 4 milyonluk bir şehir ve dünya genelinde bir marka kent olmak istiyor. O zaman eş değer bir yatırım almamız lazım. Nüfusuna oranla yatırım çekmesi gerekiyor. Bu sorunların çözümü için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve STK’ların Ankara ile diyaloglarını sürdürmesi çok önemli.

Açılışta ESİAD Başkanı Fadıl Sivri’den sistemin nasıl işleyeceğini dinledim. ESİAD-DESİAD ortaklığı ve Yaşar Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen “Daha Güçlü Sivil Toplum İçin Rota Ege Bölgesi” AB projesi kapsamında Ankara ofislerini açtılar. Burası sadece bir ESİAD Ofisi olarak çalışmayacak.  Aynı zamanda Ege’den 100’ün üzerindeki STK’nın da burada bir işbirliği içerisine girmesini hedefliyorlar.  Bu ofis, Ankara gündemine ait hazırlayacağı aylık bülten, el kitapları, yapacağı konferanslar ve çalışma ziyaretleri aracılığıyla Ege Bölgesi’ndeki sivil toplum kuruluşlarının karar alma süreçlerine daha etkin katılımını sağlayarak kapasitelerinin geliştirilmesine, ülkemizin sağlıklı ve nitelikli büyümesi ile kalkınma hedeflerine ulaşması doğrultusunda destek olmayı hedefliyor. Bir anlamda STK start up’ ı olarak çalışacak.

Açılışta Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdür Vekili Bülent Özcan ile de sohbet etme imkânımız oldu. Verdiği rakamlar çarpıcı idi.  İzmir’de 2002 yılından beri bin 930 proje finanse etmişler.  Buna karşılık 100 milyon Euro kaynak kullanılmış.  Yani İzmir’de küçük ölçekli projeler geliştirilmiş olduğunu görüyoruz. Bu da gösteriyor ki; Ege Bölgesi’ne daha büyük projelerin kazandırılması önemli.

Evet, son dönemde AB ile ilişkilerimiz iyi gitmiyor ama AB projelerine yönelik mekanizmaların işlerliliğinin devam ettiği vurgusu dikkat çekiciydi. Görünen o ki İzmir ve Ege Bölgesi’nin daha büyük ve daha fazla proje üretmesi gerekiyor. Burada önemli bir mesaj daha vardı. Yeni projelerde; teknoloji ve teknolojinin kullanımı, ARGE ve inovasyon konularına ağırlık verilecek olması idi.

Kısacası; Ege Bölgesi’ndeki üniversitelerimizin ve STK’larımızın AB kaynaklarını daha yakından takip etmesi gerektiği aşikâr.