Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanı M.Nezih Allıoğlu, görevi süresi boyunca sayısız projeye, çok önemli organizasyonlara imza atmış bir işadamı, cemiyet insanı. Girişimcilere önerilerde bulunan Allıoğlu, “Gençler hem çok çalışacak, hem yaratıcı olacak ve taklitten uzak duracak” diyor.
Ekonomideki sıkıntılı dönemlerin doğru hareket edildiğinde aslında önemli fırsatlar sunduğunu anlatan Allıoğlu, “Bizler kriz dönemlerinde büyüyen sayısız firma gördük. Tanıtım araçlarını kriz dönemlerinde iyi değerlendirenler mutlaka marka değerlerini arttırıyorlar. Çalışıp üretmeden başarıyı yakalamak mümkün değil. Gençler hem çok çalışacak, hem yaratıcı olacak ve taklitten uzak duracak. Güvenilir olmak iş hayatının olmazsa olmazı. Sadece kriz dönemlerinde değil, her dönem geçerli bu. Biz girişimcilere her zaman ‘risk alın’ diyoruz. Fakat bu risk tüm yaşamlarını kökten değiştirecek kadar büyük olmamalı. Örneğin girişimcinin yolunda giden bir işi varsa onu kesinlikle bırakmamalıdır. Daha iyisini bulduğunda iyi tahlil yaparak eski işini bırakabilir. Girişimcinin öngörüsü önemli. Özellikle sıkıntılı dönemlerde bu öngörü sayesinde krizleri fırsata çevirebilir” diye konuşuyor.
Nezih Allıoğlu’nun başarı öyküsü üzerinden Türkiye ve Ankara ekonomisindeki gelişmelere ışık tuttuk.
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1966 Yozgat doğumluyum. Evliyim, bir oğlum var. Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden mezun olduktan çok kısa bir süre sonra, İMKB’de Broker’lik deneyimim oldu. Ardından Göral Otomotiv A.Ş.’nin kuruluşu ile otomotiv sektörüne, ilk adımı attım. Şimdi, Peugeot Türkiye’nin Ankara bayisi olan Göral Otomotiv A.Ş’de Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ve birçok sosyal sorumluluk projelerine imza atan Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanlığı’nı yürütmekteyim.
GGYD’nin kuruluş amacı nedir? Dernek faaliyetleriniz nelerdir?
Genç Girişim ve Yönetişim Derneği, 14 yıl önce Ankara’da kurulmuş, bugünse girişimcilerin yanı sıra özelde ve kamuda üst düzey yönetici olarak çalışan 400’e yakın iş insanının çatı kuruluşudur. Kuruluş amacımız kuşkusuz önce üyelerimizin ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamlarına katkıda bulunmak, girişimciliği, girişimci ruhlu insanları desteklemektir. Sonra da ülkemize katma değer, yatırım ve istihdam yaratarak ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bir Türkiye için üzerimize düşeni yapmaktır. Ekonomi anlamında küçük ve orta ölçekli işletmelerin sürdürülebilirliği, devamlılığı için araştırma geliştirme olgusu içinde çalışan GGYD, yaşadığımız kentten başlayarak, Türkiye ekonomisine katkıda bulunmayı hedefleyen ve bu özelliği ile ayrışan bir sivil toplum kuruluşudur. Ekonomiye ortalama yılda yaklaşık 6 milyar lira katma değer kazandıran ve 20 bin kişiden fazla istihdam yaratan bir sivil toplum kuruluşu olan Genç Girişim ve Yönetişim Derneği, kuruluşundan bu yana geçen sürede hedefleri doğrultusunda çok önemli çalışmalar gerçekleştirmiş ve bugün ülkemizin önemli STK’larından biri haline gelmiştir. Özellikle son 5 yılda etkinliği daha da artan GGYD’nin artık klasikleşen çok önemli faaliyetleri bulunmaktadır. Bunların başında ise “İş’te Fırsat Toplantıları” gelmektedir. Bu toplantılarımız büyük otellerde, önemli konuşmacıların katılımlarıyla gerçekleşmektedir. Konuk konuşmacılarımız üyelerimizle tecrübelerini paylaşırken, her toplantıda 5-6 üye firmamızın temsilcisi de kurum tanıtımını yapmaktadır. Kartvizit alışverişinin de gerçekleştiği bu toplantılar üyelerimiz arasında dostluk ve ticaretin gelişmesi için büyük önem taşımaktadır. Derneğimizin yine gelenekselleşen öğle yemeği organizasyonları da hem üyelerimizin yoğun iş temposu arasında stres ve yorgunluk atmalarını sağlamakta, hem de eski ve yeni üyelerin tanışıp kaynaşmalarına, kartvizit alışveriş yapmalarına olanak sağlamaktadır. Yurtdışı ticari gezilerimiz, yurt içi kültür gezilerimizin yanı sıra yönetim olarak bir yandan üye ziyaretlerimizi sürdürüyor, diğer yandan da değerli üyelerimizin destekleriyle sosyal sorumluluk çalışmalarını yürütüyoruz. Bu çalışmalar arasında neler yok ki! Üniversitede okuyan kız çocuklarına maddi destek sağlayan “Nilüferler Yetişiyor” projemiz, en bilinen sosyal sorumluluk projemiz. Yanı sıra kan ve organ bağışı, dezavantajlı kesimlere ayni ve nakdi yardımlar, köy okullarındaki çocuklara giyim yardımı, bunlardan birkaçı. Dernek olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da tam 2 bin 500 öğrenciye giyim yardımında bulunduk. Ayrıca diğer STK’lar, yerel yönetimler ve bakanlıklar düzeyinde görüşmelerimiz, ortak çalışmalarımız devam ediyor. Bütün bu saydıklarımız GGYD’nin faaliyetlerinin sadece bir bölümü. Her günü, hatta her gecesi dolu dolu geçen bir STK’yla karşı karşıyayız. Bundan büyük mutluluk, onur ve gurur duyuyoruz.
Kaç üyeniz var? Üyelik kriterleri nelerdir? Üyeliklerin sektörel dağılımı ne yöndedir?
Genç Girişim ve Yönetişim Derneği, üye sayısı düzenli artan sivil toplum kuruluşlarından biridir. Bugün 400’e ulaşan üye sayımızla önemli bir potansiyele sahibiz. Üyelerimiz çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor. Derneğe üye kabul ederken şirketinin cirosundan ziyade üyenin nitelikli ve kaliteli bir profile sahip olup olmadığına bakıyoruz. Üyemizin bin TL ya da 1 milyon TL cirosu olsun bizim için önemli değil. Bizim için şirketlerin büyüklüğü önemli değil. Kurumsal kültür ve derneğe sahip çıkma kültürü önemli olan.
Kısa süre önce derneğin kuruluşunun 14’ncü yıldönümünü kutladınız. Geriye dönüp baktığınızda görev sürenizin kısa bir muhasebesini yapar mısınız?
Ben ve ekibim 2012 yılında görevi devraldığımızda, derneğimiz sıkıntılı bir süreçten geçiyordu ve üye sayı 80’e kadar düşmüştü. O gün 80’e düşen üye sayımız, şimdi 400’lere ulaştı ve salonlara sığmıyoruz. GGYD bugün Ankara’nın gözbebeği kurumlardan biriyse bunu o günkü kararlı duruşumuza borçluyuz. Tabi kararlı duruş yetmez. Çalışmak, üretmek, yeni şeyler söylemek gerek… Bugüne kadar yönetimde görev alan tüm arkadaşlarımızla birlikte çalıştık, ürettik, yeni şeyler söyledik… Başta İşte Fırsat Toplantılarımız, yurt içi ticari gezilerimiz, sosyal sorumluluk projelerimiz olmak üzere; el attığımız her çalışma, hem üyelerimize, hem de şehrimize ve ülkemize fayda sağladı. 25 kişiyle başlamıştık İşte Fırsat Toplantıları’na, bugün salonlar dar gelmektedir. “Ekonomi kuruluşuyuz” diyerek kendimizi toplumdan, toplumsal sorunlardan hiçbir zaman soyutlamadık. Bu açıdan bakarsak bir yandan da bir yardım kuruluşu gibi çalıştık. Yaptıklarımızın karşılığı ise üyelerimizin, kentin bize duyduğu güven. Bu güven sayesinde çok genç bir kuruluş olmasına rağmen GGYD kendi dernek merkezini satın almayı başardı. Güven ve dayanışma sayesinde üyeler arasında 4 ortaklık kuruldu. Üyelerin birbirleriyle yaptıkları ticaret her geçen gün artıyor. Aylarımız, haftalarımız değil, günlerimiz dolu dolu geçmektedir.
Özellikle genç girişimciler için ekonominin gidişatı çok önemli. Ülkemiz ekonomisindeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 2,9 büyüme kaydetmiştir. Bu oran beklentilerin üzerinde olsa da kesinlikle arzu ettiğimiz bir büyüme oranı değildir. Fakat geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar, ülkemiz üzerine oynanan oyunlar göz ardı edilmemelidir. Böylesine sıkıntılı bir süreçten geçen Türkiye’nin yüzde 2,9’luk büyüme rakamına ulaşmış olması uluslararası finans çevrelerince de başarı kabul edilmiştir. Büyümede toparlanma sürecine girdiğimiz bu dönemde ekonomi cephesinde en önemli meselelerimiz enflasyon ve işsizliktir. Bu yılın ilk üç ayında enflasyon yüzde 4,34 olmuştur. Bu oran 2008′deki küresel krizden bu yana ülkemizin yılın ilk üç ayında gördüğü en yüksek enflasyon oranıdır. Yine işsizlik rakamlarına baktığımızda son 7 senenin en yüksek oranlarına ulaştığımızı görmekteyiz. İŞKUR’un verilerine göre Mayıs 2017 tarihinde üniversiteli işsiz sayısı 577 bin 112 kişiye ulaşmıştır. 15 ve daha yukarı yaşta olanlar da işsiz sayısı 3 milyon 895 kişiye çıkmıştır. Biz her yıl en az 700 bin kişiye artı istihdam yaratmaz isek işsizlik sorunumuzu çözemeyiz. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla başlayan istihdam seferberliği çok önemlidir. Şu ana kadar 1 milyondan fazla kişinin istihdam edildiği bu seferberliğin başarıya ulaşması noktasında özel sektörün çabası gurur vericidir. Bizler; yurt içi ve yurt dışında yaşananların büyük etkisiyle ülkemiz ekonomisinin içinde bulunduğu zorlukları atlatacağına, ekonomi yönetiminin sürdürdüğü reform niteliğindeki yapısal düzenlemelerin özellikle büyümeyi olumlu etkileyeceğine, 2017’de yüzde 4 civarında bir büyüme gerçekleşeceğine inanıyoruz.
Aynı noktada Ankara ekonomisine ilişkin neler söylemek istersiniz?
Ankara ekonomisini de ülke ekonomisinden farklı görmüyoruz. Ard arda yaşanan bombalı saldırılar, 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi, bazı ülkelerle yaşadığımız sıkıntılar ve referandum süreci nedeniyle kent ekonomisinin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, piyasalarda adeta yaprak kıpırdamadığı zamanları yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Ancak umutsuz değiliz. Başkent’te sanayi sektörü özellikle son 15 yılda çok gelişti. Ankara; savunma, uzay ve havacılık, medikal sanayinde büyük başarılara imza atıyor. Kentte çalışan nüfusun yaklaşık dörtte biri sanayi sektöründe istihdam ediliyor. 12 organize sanayi bölgemiz, 6 teknoparkımız var. Ankaramız üniversiteleri, yetişmiş insan gücü ile teknoparkları ile bilişim alanında çok önemli bir potansiyele sahip. Ticaretimiz gelişiyor, ihracatta söz sahibiyiz. Fakat ihracatın Ankara ekonomisindeki ağırlığı mutlaka arttırılmalı.
Kriz dönemlerinde girişimcilere nasıl hareket etmelerini önerirsiniz?
Ekonomideki sıkıntılı dönemler doğru hareket edildiğinde aslında girişimcilere önemli fırsatlar yaratmaktadır. Bizler kriz dönemlerinde büyüyen sayısız firma gördük. Tanıtım araçlarını kriz dönemlerinde iyi değerlendirenler mutlaka marka değerlerini arttırıyorlar. Çalışıp üretmeden başarıyı yakalamak mümkün değil. Gençler hem çok çalışacak, hem yaratıcı olacak ve taklitten uzak duracak. Güvenilir olmak iş hayatının olmazsa olmazı. Sadece kriz dönemlerinde değil, her dönem geçerli bu. Biz girişimcilere her zaman ‘risk alın’ diyoruz. Fakat bu risk tüm yaşamlarını kökten değiştirecek kadar büyük olmamalı. Örneğin girişimcinin yolunda giden bir işi varsa onu kesinlikle bırakmamalıdır. Daha iyisini bulduğunda iyi tahlil yaparak eski işini bırakabilir. Girişimcinin öngörüsü önemli. Özellikle sıkıntılı dönemlerde bu öngörü sayesinde krizleri fırsata çevirebilir.