‘DÜNYANIN RAFI’NI BİZ ÜRETİYORUZ

GÜNDEME DAİR…

SEDA GÖK

 

Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konum itibariyle birçok sektör için kayda değer bir potansiyel barındırıyor. Bunlardan birisi de raf sektörü…

Türkiye’deki raf sektöründe 200 firma faaliyet gösteriyor. Üretici ve bayilerle birlikte aracı firmalar da dahil edildiğinde, sektör 7 bin 500 kişi istihdam sağlıyor.

Üretiminin yüzde 40’ını ihraç eden sektör, başta Avrupa, ABD, Rusya, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere 100 ülkeye raf satıyor.

Ar-Ge, teknoloji ve otomasyona odaklanan sektör, özellikle gelecek yıllarda ön plana çıkacak olan akıllı raf sistemlerine yönelik çalışmalarına ağırlık verdi.

Sektörde faaliyet gösteren firmaların robot araçlara, depo yazılımlarına ve RFID teknolojilerine yapacakları yatırımlarla global alanda rekabet gücünü ve pazar payını arttıracağı öngörülüyor.

Türkiye’deki raf üreticisi firmaların üretimde kullandığı saç, profil, köşebent, demir ve alüminyum metallerin miktarı 1 milyon ton. Sektörün metal cirosunun da 1 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Ayrıca mağaza ve marketlerde kullanılan ahşap ve türevleri eklendiğinde sektörün cirosunun 1 milyar 250 milyon dolara ulaştığını görüyoruz.

Dünya raf pazarının büyüklüğü ise 25 milyar dolar. Türkiye, üretim kalitesi ve çeşitliliği ile ilk beş ülke arasında yer alıyor. Ancak globaldeki payı sadece 1 milyar dolar. Konumu itibariyle önemli bir üs olan Türkiye’nin bu alandaki gücünü daha etkin kullanması gerektiği dikkat çekiyor.

Sektör; İtalya, Fransa, İspanya, Almanya, Çin ve ABD ile rekabet ediyor. Özellikle çok uluslu birçok firmanın Türkiye raf sektörüne yatırım yaptığı dikkat çekiyor. Bu yatırımcılar arasında İtalyan firmaların ağırlıkta olduğunu görülüyor.

Öte yandan lojistik ve perakende hizmetlerinin artmasıyla birlikte gelişen sektör, bugün iş süreçlerini yeniden yapılandırıyor.

Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veren sektördeki firmalar; verimlilik, maliyet düşürme, teknolojiden yararlanma, katma değeri yüksek ürünlere yatırım yapmaya odaklanıyor.

Ancak, hızlı hizmet, yoğun marka iletişimi, otomasyon ve ihracat konularına daha fazla odaklanması gerektiği de aşikar…

Özellikle depolamada robot ve otomasyon gibi uygulamaların yeni olduğu sektörde, ancak büyük ölçekli firmaların bu sistemleri satın alabildiği görülüyor.

Önümüzdeki dönemde Türkiye’deki firmaların gelişen teknoloji ve uluslararası standartları yakalaması, raf sektörünün büyümesinde önemli rol oynayacak. Kısacası; katma değeri yüksek ürünlerle verimlilik sağlanıp, dış pazarda rekabet edilebilirlik artacak.