LOJİSTİKÇİLER, IT ŞİRKETİ OLMA YOLUNDA!

GÜNDEME DAİR…

Endüstri 4.0, tüm sektörlerde olduğu gibi lojistik sektörünün de masasındaki gündem maddeleri arasında yerini alıyor. Lojistik 4.0’dan firmaların verimliliğini artırması, rekabet avantajı sağlaması ve sektörün büyümesine katkı sunması bekleniyor.  

Bu sayede bütün mal hareketlerinin, sensörler ile takip edileceğini, malın nereden geldiğinin ve günlük hareketlerinin ne olduğunun bilinmesine imkân sağlanacak. Ayrıca 1 trilyon nesnenin birbiriyle iletişim kurabilecek. Lojistik 4.0 uygulamasının karayolu ve depolama alanındaki gelişmelerin yanı sıra denizyolu ve havayolunda da kayda değer yansımaları var. Gelecekte, mürettebatı olmayan gemileri ve pilotsuz uçakları konuşacağız.

Küresel ölçekte anlattığım gelişmeler yaşanırken, Türkiye’deki lojistik firmaları ise yaşanan dijitalleşme sürecine yönelik yatırımları ile dikkat çekiyor. Bu yatırımlar daha çok birbiri ile entegre akıllı sistemler olarak gerçekleşiyor. 

Bu sistemin temelini; oluşturan yazılımlar ve buna bağlı olarak geliştirilen akıllı depo yatırımları ile kendini gösteriyor. Küresel ölçekli faaliyet gösteren birçok lojistik firması; üretim ve dağıtım süreçlerinde çalışacak akıllı robotlar, Ar-Ge satış pazarlama ve yönetim süreçlerinde kullanılacak yapay zeka sistemleri, bunların dış dünyayla bilgi alışverişlerini sağlayacak internet nesneleri ve tüm bu akıllı sistemlerin hep birlikte uyumla çalışmasını sağlayacak becerilere sahip uzmanlar için yatırım yapmaya başladı.

Türkiye’de ise süreç yavaş ilerliyor. Konum tabanlı ve gerçek zamanlı uygulamaların, akıllı telefonlarla hızla yaygınlaşmasıyla, bir zamanlar uygun yük bulmak için TIR parklarında ve nakliye garajlarında yük tahtalarını kollayan kamyoncular, artık akıllı telefon uygulamaları ile kendileri için uygun yüklere, istedikleri yer ve zamanda ulaşabiliyor.

Öyle ki; daha yolda giderken dönüş yükü fırsatlarından anlık iletiler ile farkında olarak, teklif verebiliyor ve sürecin organizasyonunu yapabiliyor. Gelinen süreçte Lojistik 4.0 uygulamasının inovatif iş modellerini ortaya çıkarması, lojistik firmalarının da bu dijital teknolojiye entegrasyonunu zorunlu kılıyor. 

Öte yandan Türkiye’de bazı firmaların devreye aldığı akıllı depo sistemlerinde ‘hücresel ulaşım sistemlerinin’ tanıtılması orta vadede intralojistik (verimliliği, kaliteyi, sürdürülebilirliği ve malzeme akış işlemlerindeki izlenebilirliği artıran sistem) operasyonların kayda değer öznesi konumunda yer alıyor.

Söz konusu sistem çevresini bağımsız olarak lazer tarayıcılar, kızılötesi sensörler ve RFID çiplerini kullanarak algılayabilen ve özerk bir şekilde kendi yerlerine gidebilen bağımsız araçları içeriyor. Merkezi kontrol sistemi olmayan bu cihazlar, aralarında gelen aktarma emirlerini ele alıyor, yol hakkını düzenleyen kurallar koyuyor ve depodaki her bir aracın konumuyla ilgili verileri paylaşıyor. Makinelerin birbirleri arasında üretim sürecinde bilgi paylaşması, tahminler yapması ve bir sonraki iş adımlarını belirlemesi için entegre bir yaklaşımla öne çıkan Lojistik 4.0 sisteminde veri lojistiği önemli rol oynuyor.

Lojistik sektöründeki teknoloji dönüşümü ile birlikte e-ticaretteki gelişmelerin de yakından takip edilmesi gerektiğini belirten sektör temsilcileri, firmaların iş süreçlerini buna göre revize etmesinin önemine değiniyor. Bu alandaki gelişmelerin en güncel örnekleri olan Amazon ve AliExpress e-ticarette lojistiğe yatırım yapan küresel ölçekli firmalar arasında gösteriliyor. Söz konusu firmalar, Lojistik 4.0 uygulamaları ile gönderimlerini kendileri yapmayı planlıyor.

Kısacası; lojistik firmaları sadece taşımacılık değil teknolojik anlamında da birer IT firması olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.