ENDÜSTRİYEL MUTFAKTA ‘AÇIK’ DÖNEM BAŞLIYOR

Ahmet Gürkaynak-Seda Gök

 

 

Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD), sektörünün ilk ve tek kuruluşu olarak 1991 yılında kuruldu. Endüstriyel mutfak, çamaşırhane, servis ve ikram ekipmanları alanlarında faaliyet gösteren firmaları bir araya getiren ekonomik sektör örgütü TUSİD, işkollarının önde gelen tüm firmalarını çatısı altında birleştirdi. Konaklama ağırlama sektörüne mal ve hizmet veren çok sayıda kuruluş da örgütün bünyesinde yer alıyor.

TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak, bu haftaki TİCARET Sohbetleri köşemin konuğu oldu. Dünya ve Türkiye’deki endüstriyel mutfak pazarı ve trendleri üzerine konuştuğumuz Gürkaynak, son yıllarda ‘açık mutfak’ konseptinin daha fazla konuşulur ve talep edilir hâle geldiği anlatıyor.  Gürkaynak, “Camlarla açık olan mutfakta yemeğinizin nerede nasıl piştiğini gördüğünüz bu konsept son yıllarda daha fazla tercih ediliyor. Türkiye’de de trend bu yönde gelişiyor” diyor.

Türkiye’nin bu sektörde dünya üçüncüsü konumda olduğuna değinen Gürkaynak, hedeflerinin Avrupa’da ilk iki ülkeden birisi olmak olduğunu kaydediyor. İç pazardaki talebin yüzde 90’nın yerli markalar tarafından karşılandığına vurgu yapan Gürkaynak, “Amacımız bu oranın yüzde 100 olması” diyor.

Endüstriyel mutfakta dünya pazar büyüklüğü nedir? Türkiye’nin dünya pazarındaki yeri nedir?

Dünya endüstriyel mutfak pazarından aldığı payı her geçen gün artıran firmalar için Türkiye’de pazar büyüklüğü 3,5 milyar dolar, yani yaklaşık 12 milyar TL’nin üzerindedir. Türkiye’nin endüstriyel mutfak sektöründe son on yılda ortalama büyüme oranı yüzde 10, sektörün Türkiye ekonomisinden aldığı pay ise yüzde 3,2’dir. Dünya endüstriyel mutfak pazarında Türkiye’nin bugün geldiği noktada çevre ülkeler karşısında üstünlüğü eline geçirdiğimizi düşünüyoruz. Dünyada 200 milyar dolar pazar büyüklüğü olan mutfak sektöründen Türkiye, yüzde 2’ye yakın oranda pay alıyor. ABD bu pazarda lider konumda.

Bu yılın ilk dokuz ayı itibariyle Türkiye’deki sektörü rakamlarla değerlendirdiğimizde nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?

Sektör geçen yıl yüzde 7 büyüme gösterdi. Ondan önceki yıllarda her yıl yüzde 10 büyüme gösterdi. Turizm sektöründeki sıkıntılara rağmen yüzde 7 büyüme gerçekleştiriyoruz.  12 milyar TL büyüklüğe ulaştık. Sektör her yıl ortalama 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. 2018 yılında 15 milyar TL bir pazar büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yıl ise amacımız 12 milyar TL’ye ulaşmak. Turizm sektöründeki sıkıntıları aşılması ile bu rakamlara rahatlıkla ulaşacağımızı düşünüyoruz.

İhracat ile ilgili çok fazla projemiz var. Fuarlara ciddi katılım sağlıyoruz. Üye firmaların ihracatçı olması için çalışmalarımız var. Çok fazla kanaldan ihracatın gelişmesi için çaba harcıyoruz. İhracatta 2023 yılında 1,5 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz. İç piyasada iyiyiz.

Sektörün sağladığı istihdam ne kadar?

Fabrikalarımızda sağladığımız istihdam 70 bin civarında. Ancak endüstriyel mutfağı kullanan olarak baktığımızda nüfusun yüzde 10’u olarak ifade edebiliriz.

Sektör olarak ARGE çalışmalarına büyük önem veriyoruz. İhracattaki başarımız da bu sayede oldu. Aynı hız ve heyecan ile ARGE çalışmalarını devam ettiriyoruz. Üyelerimize eğitim veriyoruz.

Sektör ağırlıklı olarak hangi ülkelere ihracat yapıyor?

Dünya genelinde 146 ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa ülkeleri ağırlıklı ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatta ön planda olan ülkeler arasında Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda’yı sayabiliriz.

İhracatta lokomotif olan ürün gruplarınız hangileri?

Çok farklı ürün gruplarımız var. Bu çeşit ve Avrupa’ya yakınlığımız ile çok avantajlı bir ülke konumundayız. Avrupa pazarında başarılıyız. Ortadoğu’da kuvvetliyiz. 1,5 milyar dolarlık ihracat için Afrika pazarına odaklandık. Güney Afrika’da fuarlara katılıyoruz. Avrupa, Türk Cumhuriyetleri pazarında oldukça iddialıyız. Kendi markamız ile üretim yapıyoruz ve ihracat yapıyoruz. Türk markasına güveniliyor. İhracatın ve üretimin yüzde 99 kendi markalarımız ile yapıyoruz.

Afrika pazarına yönelik olarak nokta atışı belirlediğiniz ülkeler var mı?

Güney Afrika, ilk hedefimiz.

Sektörde yaşadığınız sıkıntılar neler?

Devlet nezdinde sektöre yönelik standartların tam olarak oturmamasıdır. Bugün bir işletme açmak istediğinde kişi, belediyeden tutun da devletin farklı kurumlarına gidiyor. Burada karışık bir durum var.

Bir işletme açmak için (restoran, cafe vb.) bürokraside kaç noktaya gitmek gerekiyor?

Bir işletme açabilmek için vergi dairesi, noter, SGK, belediye, ticaret odaları veya esnaf odaları ve muhasebeciye başvuruda bulunmanız gereklidir. Gıda üzerine bir işletme açmak için ise tüm bunlara ek olarak gıda ve tarım bakanlığının da izin ve denetimlerinden geçmiş olunması gerekiyor. Her başvurulan kurumda ayrı bir prosedür ile karşı karşıya kalınıyor. Tüm bu süreçlerin tek noktada toplanması, örneğin tüm başvuruların belediyeler üzerinden takip edilmesi çözüm önerimizdir

Sektörde şu anda üretici olarak kaç firma faaliyet gösteriyor?

150 firmamız üretim yapıyor.  KOBİ ağırlıklı bir yapıda firmalarımız…

70 bin istihdam sağlayan bu sektörde, kalifiye eleman sıkıntı yaşanıyor mu? 

Türkiye’deki her sektörde olduğu gibi bizde de bu sıkıntı maalesef yaşanıyor. Bizim ürünlerimizi kullananlara yönelik olarak biz bazı eğitimler vererek bunu aşmaya çalışıyoruz.  İstanbul’daki çeşitli okullarda bu konuda ortak eğitimler veriyoruz.  Bizim öncelikli sıkıntımız ara eleman bulmakta zorlanıyoruz.

Sektördeki firmaların bölgesel dağılımına baktığımızda nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?

İstanbul, İzmir, Bursa, Konya, Adana’da yoğunlaştığını görüyoruz.


TUSİD fuarı ile ilgili detayları bizimle paylaşır mısınız?

 HOSTECH by TUSİD Fuarı, önümüzdeki yıl 23.sünü ziyaretçilerine kapılarını açacak. Geçtiğimiz yıl, 4013 profesyonel yabancı ziyaretçinin 850’sinin konaklama ve ulaşım masrafları derneğimizce karşılandı. Önümüzdeki sene bu sayıları 2 katına çıkarmayı planlıyoruz.

Dünyada sektörünüz ne konuşuyor? Gündem maddeleri nedir

Artık bütün dünyada gastronomi kavramı konuşulmaya başlandı. Birçok ülkede buna özel televizyon kanalları yayın yapıyor. Bu alandaki programların sayısı her geçen gün artıyor. Bu nedenle 3-5 senede bir farklı cihazlar artık piyasaya giriyor. Farklı istekler geliyor pazardan. Açık mutfak konsepti artık daha çok konuşuluyor. Camlarla açık olan yemeğinizin nerede nasıl piştiğini gördüğünüz bir konsept daha fazla tercih ediliyor. Türkiye’de de trend bu yönde gelişiyor. Müşteri bu talebini ifade ediyor. Örneğin; 10 yıl önceki kahve zincirleri sayısına bir de şimdi ki kahve zincirleri ve mağaza sayılarına bir bakın.  Önümüzdeki günlerde açık mutfak tercihini daha fazla göreceğiz.

Türkiye ve dünya ekonomisi açısından sıkıntılı bir dönemde siz yüzde 7’lik bir büyüme ile kapacaksınız. Firmalar bu süreci nasıl yönettiler?

 

Sektörde kapanan firma olmadı. Geçmiş yıllarda ekonomik krizlerden tecrübeli bir sektörüz. İnsanlar kıyafet almayabilir ama yemek yemek zorunda. İhracat, istihdam ve ARGE bizim öncelikli hedeflerimiz arasındadır.

Eklemek istedikleriniz…

Yerli malı kullanımında ısrarcıyız. Çok az bir oranda olsa hâlâ ithalat yapılıyor. Pazarda kullanılan ürünlerin ancak yüzde 10’u ithal markalardır. Biz bunu sıfırlamak istiyoruz. Çünkü Türkiye’deki üreticilerimiz dünya standartlarında her şeyi üretebiliyor. O nedenle yerli marka kullanımını önemsiyoruz ve bunun teşvik edilmesinin önemini her platformda ifade ediyoruz. Türkiye’nin endüstriyel mutfakta alanında üretemediği hiçbir ürün yok.

 

 

“Türkiye bu sektörde dünya üçüncüsü”

 

Ahmet Gürkaynak, TUSİD’in bu yıl düzenleyeceği fuarda uluslararası rekabeti güçlendirmeyi ve iç piyasada iş yapan üyelerin ticaret hacmini artırmayı amaçladığını söylüyor.  Gürkaynak, “1980’li yıllarda küçük işletmeler hâlinde faaliyet gösteren endüstriyel mutfak, çamaşırhane, servis ve ikram ekipmanları sektörü, son yıllarda Türkiye ekonomisinin en önemli yapı taşlarından biri oldu. Almanya ve İtalya’nın ardından Avrupa’nın en büyük üçüncü üreticisi olmayı da başardı. Sektörün pazar büyüklüğü yaklaşık 12 milyar TL’ye ulaşırken, ülke ekonomisine kazandırdığı pay yüzde 3,2’ye ulaştı. Son yıllarda Almanya ve İtalya’da yaşanan maliyet artışları sektörün önemli sorununu oluşturuyor. Maliyetleri düşük olan ve uluslararası standartlara sahip olan Türk firmaları, söz konusu ülkelerin daralan pazarlarını ele geçirmeye başladı. Avrupa’daki sıralamada ilk 2’de olmayı hedefliyoruz. Dış ticaret hacmimizi ve ihracatımızı 3 katına çıkarmak istiyoruz” diyor.