“TOPLULUK ENERJİSİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN SENFONİSİ OLUŞTURULMALI”

 

IMG_0027

Konvansiyonel yakıtların terkedilerek yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiş uzun bir yolculuk. Bu yolculukta Türkiye’nin dikkat etmesi gerekenleri anlatan Dünya Biyoenerji Birliği Başkan Yardımcısı, Türkiye Biyoenerji Birliği Başkanı ve                                                                                 Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Eğer sorun olanla çözümü birbirinden ayırırsanız, sorun olanı sürdürmezseniz çözüme yüzünüzü çevirirseniz bu yolculuğu kısaltabilirsiniz. Bizim çözüm önerilerimiz dikkate alınırsa Türkiye 2023 yılında tümüyle %100 yenilenebilir enerjiye geçebilir. Ama sorun olan, pahalı olan, doğal çevre ve insan hayatını tahrip eden sorunlu teknolojiler kullanılmaya ve tesis edilmeye devam edilirse bu yolculuk hiç bitmez” diyor. Uyar ile biyoenerji alanında dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye’de yapılan yatırımlar, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine konuştuk.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Ana Bilim Dalı Başkanıyım. Dünya Biyoenerji Birliği Başkan Yardımcısı, Türkiye Biyoenerji Derneği Başkanı ve EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Derneğin kuruluş hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?

Dünya Biyoenerji Birliği’nin Orta Doğu ve Türkiye’den sorumlu başkan yardımcısı olarak ülkemizde biyoenerjinin tanıtımını yapacak ve kullanımını yaygınlaştıracak bir sahibinin olması için ilgili tüm kişi ve kuruluşlara bir çağrı yaptım. İlk çabamız sonrası kuruluş için biraz beklememiz talebi üzerine bir yıl daha bekledik. Ve bu sürenin sonunda derneğimizi kurduk ve faaliyetlerimize başladık.

Türkiye’nin bu alanda dünyada ve Avrupa’daki konumunu değerlendirir misiniz?

Modern bioyakıtları elde etmek üzere kullanılan hammaddeler, yapılan ön ve ara işlemler, dönüştürme teknolojileri ve elde edilen ürünlerin tipleri sizinle paylaştığım tabloda göreceksiniz.

Tarımsal kalıntılar, kentsel atıklar, orman kalıntıları ve enerji mahsulleri; ön işlem/hidroliz, ısıl ayrışım ve gazlaştırma sonrası; ara işlemler ile elde edilen C5/C6 şekerleri, ısıl ayrışım yağı ve sentez gazı; fermantasyon, ön işlem ve hidrojenasyon, sentez gazı fermantasyonu, Fischer-Tropsch ve Kataliz/Arıtma Teknolojileri kullanılarak; son ürün etanol, butanol, dizel jet yakıtı, benzin, metanol ve karışık yüksek alkoller elde edilmektedir. Türkiye’de Hammadde Kaynağına Göre biyoenerji uygulamaları

A. Atık Su Arıtma Tesisleri

Büyük şehirlerin veya bir bölgenin kanalizasyon toplama sistemi ile Atıksu Arıtma Tesislerine gelen atık suyun anaerobik fermantasyon işlemi sonucu, biyogaz elde edilmektedir. Türkiye’deki toplam 22 adet atık su arıtma tesisinin kurulu gücü 40 MW mertebesindedir.

B. Organik Atıklar

Büyükbaş hayvan dışkısı, mezbaha atıkları, tarım ve gıda atıkları temel hammadde kaynaklarıdır. Türkiye’deki toplam 25 adet tesisin kurulu gücü 55 MW mertebesindedir.

C. Katı Atıklar

Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan biyogaz kaynağıdır. Ülkemizin birçok ilinin Katı Atık Depolama Sahalarından çıkan çöp gazından elektrik üretilmektedir. Türkiye’deki toplam 44 adet tesisin kurulu gücü 220 MW mertebesindedir

-Bu alanda örnek olan ülkeler hangileri?

Bu alanda örnek olan ülkeler Amerika Birleşik Devletleri, Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya Federal Cumhuriyeti, Brezilya ve Japonya’dır. Dünya bölgelerine göre küresel biyoenerji üretimindeki gelişme 2006-2016 yılları için paylaştığım tabloda görülmektedir. Toplam küresel üretim olan 504 Terawatt saatin yaklaşık %40’ı Avrupa Birliği üyesi 28 ülkede gerçekleştirilmektedir

 

Son kullanım sektörüne göre toplam nihai enerji tüketimi ve nihai enerji tüketiminde biyokütle payları 2015 yılı için aşağıdaki şekilde verilmiştir.

 

Küresel Etanol, biyodizel ve hidrostre edilmiş bitkisel yağ (HVO) üretimi ise ağırlkla etanol olmak üzere 2016 yılı sonunda 135 milyar litreye ulaşmıştır.

 

Taşıtlarda Biyoyakıt kullanım zorunluluğu getiren ülkelerin dünya haritasındaki durumu şu şekildedir. Haritada ülkeler yükümlülüklerini yerine getirdikleri yıllar kapsamında gruplandırılmış ve renklendirilmiştir.

Dünya biyoenerjide hangi konuları konuşuyor ve önümüzdeki günlerde hangi başlıklar ön plana çıkacak?

Dünya güneşin enerjisini doğal olarak depolayan biyoenerji kullanımını hızlandırmak için her türlü önlemi alıp teknoloji geliştirmektedir.  Enerjide çözümün kentlerde, ülkelerde ve küresel olarak enerjinin etkin kullanımı öncelikli olmak üzere topluluk enerjisi ile %100 yenilenebilir enerjiye geçiş olduğu tüm dünya çapında kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu geçişin iki unsuru topluluk enerjisi ve yenilenebilir enerjinin bir senfonisinin oluşturulmasıdır.

Ulaşım, konutlar, sanayi ve tarımda enerjinin etkin kullanımı yani mevcut en yeni teknolojilerin kullanımı problemi küçültmektedir. Biyoenerji tarlalarda, hayvan çiftliklerinde, tüm kentlerde üretilen atıkları değerlendirdiği için bu tür tesislerin yerelin bilgisi dahilinde, yerel paydaşların kararlara katılımıyla ve hatta sahipliğinde yapılması topluluk enerjisinin temelini oluşturmaktadır. Ve biyoenerji topluluk enerjisi uygulamalarına en uygun olan seçenektir.

Bölgesel ısıtmada ve ulaşımda fosil yakıtlar terkedilmekte ve yerini süratle biyoyakıt yenilenebilir elektrik ve hidrojen kullanan taşıtlar almaktadır.

Ev ve tarım atıklarının enerjiye dönüşümüne yönelik Türkiye’de nasıl bir gerçeğimiz var?

Türkiye henüz topyekûn bir biyoenerjiye geçiş planı ortaya koymamıştır. Kamuya düşen tüm belediyelerden sıfır atık planlarını istemesi ve bu konuda atacakları adımları desteklemesidir. Uygulama yapan belediyeler vardır ve tüm belediyeler ve kooperatifler bu uygulamaları örnek almalıdır.

Biz Biyoenerji Derneği olarak biyoenerji uygulamalarının sağlıklı olarak gelişimi, için yaklaşık 30 üyemizin çabalarıyla tüm Türkiye sathında hizmet veriyoruz (www.biyoder.org.tr). Biyoenerji Derneğimiz “Biyoenerji Buluşmaları” adı altında Türkiye’nin farklı kentlerinde yapmaya başladığı etkinliklerle hem Türkiye’de var olan birikimi sektörle paylaşmakta ve hem de üyesi olduğumuz Dünya Biyoenerji Birliği’nin tüm dünyada kazandığı deneyimi Türkiye biyoenerji sektörüne taşımaktadır.  (www.worldbioenergy.org)

Biyokütle ve biyolojik tarım ürünlerinden ilk başta katı, sıvı ve gaz yakıt üretimi ön planda. Bu alanda Türkiye’de kaç firma faaliyet gösteriyor? Üretim kapasiteleri, bölgesel dağılımı ve önümüzdeki dönemde yapacakları yatırımları hakkında bilgi verir misiniz?

Sektörde faaliyet gösteren ve üyemiz olan kuruluşlar: TOPKAPI Endüstri, ALBAYRAK GRUP, AYG Enerji, EN-SER Ticaret,     GÖKTOĞAN Teknik Makine, HEKSAGON Katı Atık A.Ş., ILTEKNO, BFP ENERJİ A.Ş., İZAYDAŞ, CONVEX Proje Mühendislik, ENFAŞ ENERJİ/SÜTAŞ, ALTACA Enerji, EKO Yenilenebilir Enerji, LEFA Temsilcilik, ESCEM Enerji, BHS SONTHOFEN, HOCHREITER TR ve TOLAY ENERGY

Üyelerimizin aktif katkıda bulunduğu Biyogaz Santralleri Toplam Elektrik Kurulu Gücü  geçici kabulü yapılmış ve kurulum sürecinde olanlar dahil olmak üzere aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

Tesis Türü             Tesis Adeti       Toplam Kurulu Güç (MW)                 Pay (%- MW)                                                    Atık Su Arıtma             22                              40                                                      13                                             Organik Atık                 25                              55                                                      17                                                Katı Atık(Çöp)               44                            220                                                     70                                          Toplam                           91                           315

 

Önümüzdeki günlerde Türkiye’de hangi bölgelerde bu alanda yeni yatırımlar planlanıyor?

Türkiye’nin 2017 Yılı Enerji Yatırımları arasında;

ÖZTÜRK ENERJİ A.Ş.’nin Kahramanmaraş’ta 1,20 MW kapasiteli “MARAŞ Biokütle Tesisi (Çöp Gazı),

AREL ÇEVRE YATIRIMLARI ENERJİ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ LTD. ŞTİ.’nin Antalya’da 1,20 MW kapasiteli AREL ENERJİ MANAVGAT Biyokütle Tesisi (Çöp Gazı),

KÖRFEZ ENERJİ SAN. VE TİC. A.Ş.’nin Kocaeli’nde 1,063 MW kapasiteli DİLOVASI Çöp Biyogaz Santrali (Biyokütle/Çöp Gazı),

ALBE DOĞALGAZ DAĞITIM VE ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİM A.Ş.’nin Ankara’da  1,204 MW kapasiteli ALBE-I Biyogaz Santrali (Biyokütle/Tarım ve Hayvan Artıkları)

2M ELELKTRİK ÜRETİM SAN. VE TİC. A.Ş.’nin Trabzon’da 1,413 MW kapasiteli TRABZON RİZE Çöp Gazı Santrali (Biyokütle/Çöp Gazı),

ENFAŞ ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş.‘nin Bursa’da 2,134 MW kapasiteli KARACABEY-2 Biyogaz Tesisi (Biyokütle)

NOVTEK ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. ‘nin Hatay’da 1,413 MW kapasiteli İSKENDERUN Çöp Gaz Elektrik Üretim Tesisi (Biyokütle/Çöp Gazı) bulunmaktadır.

Biyoenerji konusunda devlet yaklaşımını ve politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

ETKB Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü yenilenebilir enerjinin ülkemizde daha yaygın kullanımı için elinden gelen her türlü çalışmayı yapmaktadır. Ancak fosil yakıtlar ve diğer konvansiyonel yakıtlara olan bağımlılıklarımız, geleceği geçmişin teknolojileri ile planlama çabalarımız ve doğal gaz tedariki için yaptığımız uzun vadeli uluslararası ya satın al ya da öde anlaşmaları ve ülkenin var olan cari açığını ucuzlayan petrol fiyatları ve maliyetleri düşen yenilenebilir enerji elektrik üretiminden sağlanan kazançla kapatma fırsatı biyoenerji dahil yenilenebilir enerjiye geçişin önündeki en temel engellerdir diye düşünüyorum.

Türkiye’de atıktan enerji üretmek konusu oldukça yeni. Yabancı ülkelerde bu iş 30 yıldır yapılıyor. Türkiye’nin de artık bu sektörde hızla ilerlemesi lazım. Ancak olması gereken hızda ilerlemediğine dair yorumlar var. Bu konudaki gelişim hızı sizce ne düzeyde?

Enerjide çözüm için tüm enerji kaynaklarımızı değerlendiren ve geleceğin teknolojileri ile geleceğin Türkiye Enerji Sistemini planlayan önceliği enerjinin etkin kullanımı ve topluluk enerjisine veren bir Ekonomi, Enerji ve Ekoloji karar destek sistemi oluşturulması gerekmektedir. Bu konuda Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı olarak doktora öğrencilerimle beraber Türkiye Modelini oluşturduk. Ayrıca EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği olarak Diyarbakır, Van, Çanakkale ve Burdur illerinde her ilin tüm ilgili paydaşlarını bir araya getirerek kentlerin %100 Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Yol Haritalarını hazırladık. Bu çalışmamızı İzmir dahil tüm Türkiye illerine yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalarımızda ortaya çıkan gerçek biyoenerjinin ülkemizin bütün kentleri için hem enerji temini ve hem de atık yönetimi ve çevre temizliği  için en önemli çözüm olduğudur. Yerelden başlayarak tüm kentlerimizin ekonomi, enerji ve ekoloji karar destek sistemlerini oluşturmadan sonuç almak enerjide çözüme ulaşmak mümkün değildir. Biz Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans talebelerimizle birlikte, Burdur ve Çanakkale Belediyeleri ile iş birliği halinde, Burdur ve Çanakkale’nin Yenilenebilir Enerjiye Geçiş karar destek modellerini geliştirmeye başladık.

Biyoenerji yatırımlarının ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı verilerle anlatır mısınız? Avrupa Birliği çevre yaptırımlarını da göz önünde bulundurduğumuzda bize getireceği artılar neler olacak?

Avrupa Birliği standartlarından ve üye ülkeler için çıkartılan ve Avrupa’nın geleceği için çözüm olması beklenen direktiflerden söz ediyorsanız, AB üyesi olsak da olmasak da uygulanması her ülkenin menfaatine olan kararlardır. Bunlara uymamak ülkemize Avrupa’dan Gümrük Birliği kapsamında terkedilmiş düşük standartlı teknoloji transferine yol açabilir. İmtiyazlı ortaklık talebi de Türkiye’yi sadece bir Pazar olarak değerlendirme eğilimidir. Bugüne kadar Türkiye’de gerçekleşen 300 MWel kapasiteli biyogaz yakıtlı biyoenerji yatırımları Türkiye ekonomisine her yıl 600 milyon m3 doğalgaz eşdeğeri enerji ve 300 milyon dolar ekonomik katkı sağlamaktadır.

 

6. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansı sonrasında yayınlanan Sonuç Bildirgesi’nde biyoenerji ve yenilenebilir enerji kullanımının artırılması için yerel halkın sürece dahil edilmesi gerekliliğine dikkat çekildiğini görüyoruz. Türkiye’de bu konuda nasıl bir bilinç var? Gelişimi hızlandırmak için yapılması gerekenler nelerdir?

Bugüne kadar İstanbul’da EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği olarak düzenlediğimiz 7 adet Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Konferanslarının temel konusu topluluk enerjisini kapsamaktadır. Yenilenebilir Enerji yüksek entropili karakteri gereği her yerde her insanın her işletmenin ve de her kasabanın üstünde varlığını sürdürmektedir. Herkese ayrım yapmadan eşit olarak ulaşan yenilenebilir enerjinin etkin kullanımı yerel halkın bilgisi dahilinde onların kararlarıyla ve onların sahipliğinde gerçekleşebilir. İnsani olan kendi kaynaklarınızla kendi enerji geleceğini belirlemektir.

Konvansiyonel yakıtların terkedilerek yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiş uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta Türkiye’nin dikkat etmesi gerekenler neler?

Eğer sorun olanla çözümü birbirinden ayırırsanız, sorun olanı sürdürmezseniz çözüme yüzünüzü çevirirseniz bu yolculuğu kısaltabilirsiniz. Bizim çözüm önerilerimiz dikkate alınırsa Türkiye 2023 yılında tümüyle %100 yenilenebilir enerjiye geçebilir. Ama sorun olan, pahalı olan, doğal çevre ve insan hayatını tahrip eden sorunlu teknolojiler kullanılmaya ve tesis edilmeye devam edilirse bu yolculuk hiç bitmez.

 

Neden biyoenerji yatırımı yapılmalı?

•          Tarım, orman ve belediye atıklarına çözüm olması

•          Kent ve kasabalarda bölgesel ısıtmanın ve elektrik ihtiyacının en ucuza kesintisiz karşılanmas

•          Enerjide fosil yakıtlara olan bağımlılığın ortadan kaldırılması

•          Çiftçilerin ihtiyaç duyacağı organik gübrelerin üretilebilmesi

•          %100 Yenilenebilir Enerjiye Geçişin temel direği olduğu

•          İklim değişikliğini önlemek

•          Kentlerin ve kasabaların enerji temininde özgürleşmesi

•          Enerji nedeniyle çıkan savaşların önlenmesi

•          Yerel istihdam

•          Güneşin enerjisini doğal olarak depolayıp kullanıma hazır kılması