START-UP VE KDV AYNI CÜMLE İÇİNDE OLUR MU?

SEDA GÖK

GÜNDEME DAİR…

 

Türkiye; katma değerli üretimi artırmak, inovasyon ve ArGe faaliyetlerine ağırlık vermeyi istiyor. İhracatta kilogram başına ihracat değerimizi 1.6 dolardan 2023 yılında 3 dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Peki bunları nasıl yapacağız? Genç girişimciler ve yatırımcılar ile…

KOBİ’ler, girişimciler ve teknoloji odaklı iş hayatına yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) düzenlemelerine ilişkin Maliye Bakanlığı’ndan yeni bir düzenleme istiyor. Girişimciler geçtiğimiz günlerde isteklerini 25 maddelik bir liste ile Maliye Bakanlığına sundu.

GYİAD Başkanı Yiğit Savcı tarafından Bakan Ağbal’a sunulan listede, start-up’lara 3 yıllık KDV muafiyeti tanınması, teknoloji şirketlerinin KDV alacaklarına öncelik verilmesi ve kredi kartı ile yapılan online alışverişlerden daha düşük KDV alınması gibi öneriler dikkat çekiyor.

Hazırlanan bu çalışmada özellikle teknoloji şirketlerini ilgilendiren vergi düzenlemelerine dikkat çekiliyor. 25 madde arasında start-up olarak nitelendirilen şirketlere mali kolaylıklar sağlanması için kurulduktan sonraki 3 yıllık KDV muafiyeti talebi önem taşıyor.

Günümüzde ülkeler için buluşlar ve yenilikler geliştirmek ve bunları hızla ticarileştirmek büyük öneme sahip. Bunları da start-up adı verilen şirketler hızla hayata geçirebiliyor.

Dünyada start-up olarak başlamış bugünün önemli teknoloji şirketlerinden birçoğunun piyasa değerinin, tek başına Türkiye’de borsada işlem gören tüm şirketlerin piyasa değerinin üzerinde olduğu unutulmamalı. Ülkemizin de dünya devi olabilecek 2-3 start-up şirket çıkarması bile ekonomiye önemli katkı sağlanması için yeterli olacak.

Öte yandan listedeki maddelerden bir diğeri ise teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlere yönelik… Bu şirketlerin KDV alacaklarına uygulanacak özel bir program ile öncelik tanınması isteniyor.

Türkiye’nin yüksek teknolojili üretim hedefine öncülük ederken, biriken KDV alacakları kendilerine ek bir yük oluşturuyor. Teknoloji şirketlerinin KDV alacaklarının en geç 3 ay içinde ödenmesinin firmaların kendi içlerindeki dinamikleri korumaları için büyük değer taşıdığı unutulmamalı.

Bugün 94,3 milyar TL satış hacmi yaratan bu şirketlerin KDV alacaklarının kısa sürede ödenmesi halinde, önemli bir maliyet unsurundan kurtularak daha rekabetçi hale gelecekleri düşüncesi hakim.  Bu da daha yüksek gelirler ve kamu mali yükümlülüğü tabanı anlamına gelecek.

Genç girişimcilerin talepleri arasındaki diğer bir madde kredi kartı ile yapılan online alışverişleri kapsıyor. Kredi kartı ile yapılan harcamaların ve internet üzerinden yapılan harcamaların yüzde 100 kayıtlı olduğunu unutmayalım.

Kayıt dışılığın önlenmesi yolunda bir adım olarak, hane halkı harcamalarında kredi kartı ile online alışverişin teşvik edilmesi için, bu tür harcamalarda yüzde 8 gibi daha düşük KDV oranı uygulanması öneriliyor. Bu sayede de 12,2 milyar TL ilave KDV geliri elde edileceği ve hane halklarının da 15,3 milyar TL tasarruf edeceği vurgulanıyor. Tüm bunlara ek olarak, online alışverişin yaygınlaşması çok sayıda firma için yeni ürün ve hizmet satışını da beraberinde getireceği için, kamu için vergi ve SGK tabanı da genişlemiş olacak.

Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB gibi birçok kuruluş inovasyon ve ArGe için yeni finansman kaynakları yaratmaya çalışırken, Maliye Bakanlığı ile biraz daha dirsek teması çalışılarak mevcutların yaşamasına da imkan tanınmalı diye düşünüyorum.

Daha fazla iletişim, daha fazla yeni fikir…