KARKAS DERECELENDİRMEDE ‘KASAP’IN ADI YOK

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü karkasların sınıflandırılması için yönetmelik taslağını geçtiğimiz günlerde yayınladı. Sığır Karkaslarının Sınıflandırılmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde sığır karkasları; A, B, C, D, E ve Z olarak 6 kategoride sınıflandırılacak.

Sığır karkasları için sınıflandırma ölçütlerinin belirlenmesi, uygulanması, denetlenmesi ve pazar fiyatlarının bildirimine ilişkin kuralları kapsayan yönetmelik; 5488 sayılı Tarım Kanunu, Tarımsal ürünlerde piyasaların ortak organizasyonunu oluşturan 12 Aralık 2013 tarihli ve 1308/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü’nün ilgili hükümleri ile sığır, domuz ve koyun karkaslarının sınıflandırılmasında Topluluk ölçülerinin uygulanması ve bunların fiyatlarının bildirilmesine ilişkin detaylı kuralları belirleyen 20 Nisan 2017 tarihli 1182/2017/AB ve 1184/2017/AB sayılı Komisyon Tüzüklerine paralel olarak hazırlandı.

Taslağı değerlendiren Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, yönetmeliğe eklenmesini istedikleri başlıkları TİCARET Gazetesi’ne anlattı.  

Yalçındağ, “Bu çalışma 2 yıldır devam ediyor. AB içinde var olan bir uygulama. Hayvanın et ve yağ oranına göre derecelendirilmesi anlamına geliyor. A, B, C, D, E ve Z olarak 6 kategoride sınıflandırılacak. Bu harflerin hepsinin 4 alt dalı da var. 1,2, 3 ve 4 olmak üzere yağlılık durumunu ortaya koyuyor. E1 dediğimiz birinci kalite ve et ve yağ oranı en uygun olan et anlamına geliyor. Ama aynı şekilde E4 perakende satış özelliği yitirmiş sanayide kullanılabilir bir hayvanı ifade ediyor” dedi.

Yönetmeliğin bütün belli değil bütün mezbaglarda uygulanması gerektiğine vurgu yapan Yalçındağ, yönetmelikte belirlenen üs kurulun içinde TESK ve Kasaplar Federasyonu’nun da olması gerektiğine dikkat çekti. Yalçındağ, bunun nedenini  “Biz kasaplar her gün karkas derecelendirmeyi karkas alırken zaten yapıyoruz. Bununla ilgili bir ayrı ekip görevlendirilecek. Ama sonuçta bu bir meslek. Üs kurulda TESK olmalı.  Ayrıca karkas derecelendirme uzmanlarını eğitim başlığına da bakıyoruz. Burada da Türkiye Kasaplar Federasyonu yok. Bu işi bizden iyi bilen yok ki.  Burada karkas derecelendirme varsa kasabın adının olması gerekiyor.  Karkas derecelendirmesi olacaksa bu işte kasap kesinlikle olmaz zorunda. Bakanlığa konuyla ilgili görüşlerimizi ilettik” diye konuştu.

ŞURA’DA KÜÇÜKBAŞ, KOMBİNE IRK VE AİLE İŞLETMESİ VURGUSU

Öte yandan geçtiğimiz hafta gerçekleşen TOBB Ekonomi Şurası’nda kırmızı et sektörünün sorunlarını ilgili Bakanlara ilettiklerine değinen Yalçındağ, bu konuda sundukları çözüm önerileri hakkında şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de tek başına büyükbaş yetiştirmek ile et sorununun aşılamayacağını küçükbaş hayvancılığın teşvik edilmesi gerektiğini söyledik. Küçükbaş hayvan varlığının ülke nüfusuna yakın hale gelmesi lazım.  Bu ürünlerde ihraç kabiliyetimiz de var.  TÜİK verilerine göre halen keçi dâhil 44 milyon küçükbaş varlığımız var. Meralarımız kullanıma açılmalı. Melez ırk konusundaki çalışmalara devam edilmesi gerektiğine vurgu yaptık.

KUZU+TOMBULDANA TÜRKİYE’NİN ET SORUNUN ÇÖZER

Kuzu artı tombul dana Türkiye’nin et sorununu çözer. Tombul dana derken; yani mevcut ineklerimizin etçi ya da kombine ırklarla ile tohumlanması sonucu elde edilecek erkek danalardır.  Tüketim alışkanlıklarımız değişiyor. Miktarı da artıyor. Tüketimin yüzde 20’si kurban bayramında Bu nedenle tombul dana önemlidir. Ayrıca erkek dana ithalatını periyodik ve belli adetlerle girmesini istiyoruz.”

ÜRETİMDE ARTIŞ BEKLİYORUZ

Türkiye’nin et üretiminin 2018 yılında 1 milyon 118 bin ton olduğunu hatırlatan Yalçındağ, “Bir önceki yıla göre yüzde 1 düşüş yaşandı. Ama hayvan sayısında artış var. Bu yıl ise üretimde artış bekliyoruz.  Fiyatlarda ise büyük bir oynama beklemiyoruz. Ancak yem ithalata bağlı…Yeme verdiğimiz para azalacak mı artacak mı bu önemli. Bakanlığa aile işletmelerine önem verilmesi gerekiyor” dedi.

ETTE TANZİM’E GEREK YOK

Kırmızı et konusunda son dönemde tanzim tartışmalarını da değerlendiren Yalçındağ, “Türkiye’de tüketilen etin dağılımına baktığımızda % 25’i sanayi, %25 ‘i lokanta-kebap dükkânları, geri kalanı market ve kasaplardan doğru tüketiciye ulaşıyor. Çok aktörlü bir piyasa gerçeğimiz var. Ayrıca 3 mağazanın 20 bin noktasında aylık 6 bin ton kıyma-kuşbaşı satışı gerçekleşiyor.  Ayrıca tüketimin yüzde 20’si Kurban Bayramı’nda… Böyle bir piyasada ek bir tanzime ihtiyaç olacağını düşünmüyorum” dedi.  

ETTE, KDV’Yİ İNDİRİN

Kırmızı ette uygulanan yüzde 8 artı yüzde 1 toplamda yüzde 9’luk KDV’sinin kaldırılması gerektiğini hatırlatan Yalçındağ, “Hazine ve Maliye Bakanlığı’na konuyu defalarca ifade ettik. Bu indirimin etiketlere en az 5 TL yansıyacağını söyledik. Bütçe disiplinine takılıyor. Ama et zaruri ihtiyaç”  dedi.