YER FISTIĞI VE AY ÇEKİRDEĞİNDE ALARM

seda gök-hüsamettin karaman

 

Türkiye’de 10 milyar TL büyüklüğe sahip olan kuruyemiş sektörü, yer fıstığı ve ay çekirdeğinde yaşanan sıkıntılı süreci konuşuyor. TİCARET Sohbetleri köşemin bu haftaki konuğu olan Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Karaman, bu yıl yer fıstığı ve ay çekirdeği konusunda Türkiye’nin sıkıntılı bir süreç yaşayacağını öngördüklerini söylüyor. Bu konuda gerekli tedbirlerin alınması çağrısında bulunan Karaman, üretim kanalının yeniden düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Karaman, “Ay çiçeğinde kalite ne yazık ki iyice düştü. Kuruyemiş olarak gıda sektöründe yüzde 5’lik bir pazar payına sahibiz. Bu da çok ciddi bir rakam. Gıda sektöründe yeni yapılanma ile sıkıntılar çözülecek hale gelecektir. Dövizde yaşananlar direkt olarak ürünlerimize yansımakta. Yerli ürünlerimiz var yer fıstığı gibi ancak onlarda düzenli artıştan üretim ülkemizde olsa bile etkileniyor. Bu artışların engellenmesinin tek yolu yeniden üretim kanalının düzenlenmesi. Bizler bu üretimin başlatılması için siyah çekirdeğin üretimi için başvuruda bulunduk. Vergiler arttıkça kaçak kuruyemiş ticaretinde artı tespit ediyoruz. Bizler kaçak çalışmaları sıfıra indirdik. Ancak vergilerin artması ile tekrar başladı. Siyah çekirdeği hızla ekerek kaçağı önleyebiliriz” diye konuşuyor.

Son dönemde kuruyemiş piyasasının ‘3 harfli’ market zincirleri nedeniyle de sıkıntılı bir dönem yaşadığını anlatan Karaman ile sektörü bütün yönleriyle konuştuk. 

Kuruyemiş sektöründe neler yapıyor?

Dernek olarak bizim 200 üyemiz var. Orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlardan oluşuyor. Son dönemde 20 firmamızda çok ciddi kriz yaşandı. Bu firmalar kendi yöresel markaları da olan büyük tedarikçi firmalar idi. Market zincirlerinin tedarikçileri idi. Aslında buradan gıda piyasasında sıkıntı olduğunu da görüyoruz. Üreticiden tüketiciye kadar olan zincirde kimse memnun değil.  Bu kar oranları ile mal satarak ayakta kalmakta zorlanılıyor. Kredi kullanımı da sarmalın içinde dönmesine neden oluyor. Gıda piyasasının tekrar düzenlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde bunlar bankalara ve ekonomiye çok büyük batak olarak geri dönecek.

Kuruyemiş sektörü, marketlere mal veriyor. Marketler yüzde 17-19 bizden kar almaya çalışıyor.  Bu nedenle tedarikçilerimiz batmaya başladı. Her yerden baskı görüyoruz. Bu sistemik bir hatadır.

Bunun nedeni nedir?

Bakkallıktan marketçiliğe hızlı dönüşüme esnafın uyum sağlayamaması ve üç harfli market zincirlerinin operasyon maliyetlerinin düşük olmasıdır.

Üç harfli marketler, en hızlı tüketilen ve en fazla karlı ürünleri satmaya başladı. Bunları yaparak, gıda sektörünün komple zarar etmesine neden oluyor. Bu baskı diğer bütün mağaza zincirlerini de sıkıntıya soktu. 300 malın devir hızı yıllık yüzde 200 düzeyinde oluyor. Serbest piyasa ekonomisi deniliyor. Ama bu piyasayı sıkıntıya sokuyor. Üç harfli büyüyen market zincirleri ile olan denge korunmalı ona göre planlamalar yapılmalı.

Türkiye’deki kuruyemiş sektörünün toplam büyüklüğü ne kadar?

10 milyar TL büyüklüğe sahip.

 

1556193187_routech__925_

Büyük ölçekli markalar sektörün ne kadarlık bölümünü oluşturuyor? Sektörün yarattığı istihdam nedir?

2 markamız yüzde 20’sini oluşturuyor.  Perakendeyi de dahil ettiğimizde 7 bin kişiye iş imkanı sağlıyor.

Ekonomide yaşanan daralma kuruyemiş talebine nasıl yansıdı, daralma yaşandı mı?

İthal malların talebinde azalma var. Ceviz, badem, kaju ve hurma… Bunlar ithalata bağlı. Kahvenin fiyatında da artış var ama fiyatı yüksek olmadığı için talebe çok yansımıyor. Çünkü bir alışkanlık ve kahve içme kültürü yaygınlaşıyor.  Kahve piyasası ise sürekli büyüyor.  Ay çekirdeğinde de bir geri çekilme olacak. Onu da ithalat yoluyla karşılıyoruz.

Türk toplumu ceviz, badem ve kajunun yerine tercihlerini hangi ürünlere kaydırıyor?

Azalma var ama vazgeçme yok. Geçen yıl yüzde 20 bir talep azalması var.  Bu yıl için bir öngörü yok. İç ve dış piyasalarda sürekli problemler var. Bunun yansımaları ne olacak göreceğiz. Şu anda sektör ve ülke olarak aslında bekleme dönemi yaşıyor.

Sektör olarak küçül ve durakla ve öz kaynağa geç telkininde bulunuyoruz.

Sektörde konkordato ilan eden firmalar kendini toparlayabilecek mi?

Bu firmaların, piyasalarda başka bir kırılma yaşanmaz ise sıkıntıdan çıkacaklarına inanıyoruz. Aralarında 30-40 yıllık firmalarımız var.

Geçtiğimiz günlerde yer fıstığı konusunda da sıkıntı yaşanacağını ifade ettiniz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Yer fıstığında sorun çıkacak.  Yer fıstığında yıllardır düzenli bir üretim vardı. Türkiye üretiyor ve tüketiyordu. Ama bu sene yüzde 40 devalüasyon olunca yer fıstığı diğer ürün grubu içinde en ucuz kalan oldu. Yer fıstık muhakkak karışık kuruyemişte dahil olmak üzere en fazla kullanılan ürün kalemidir. Sanayi malı da olmaya başladı. Yer fıstığının rakamları çok komik düzeyde kaldı. Ceviz ve bademin fiyatı 100 TL iken yer fıstığı15 TL.  Bu nedenle de tüketim çoğalıyor, üretim ise aynı. Yer fıstığında açığımız oluşmaya başladı.

Çin ve Mısır’dan ithalat yapıyoruz. Bu sene yer fıstığında 20 bin ton ithalat yapılırsa fiyatlar dengede kalır.  Burada bu yıla özel bir ithalat yapılacak. Fazla ekim yapılırsa fiyatlar çok düşer.  Bunu bir ay öncesinden Bakanlığa söyledik. Ama çok fazla lobi faaliyeti var.

Döviz artışına bağlı olarak tüketim tercihlerinde değişim yaşandı mı?

Ciddi bir değişim yok. Kuruyemiş yemekten vazgeçmedik. Sektör dünya ile entegredir. Eğer elinde kalırsa hemen ihracatını da yapar. Türkiye’de kişi başına kuruyemiş tüketimi 8,5 kilogramdır. Türkiye’nin tercihine ekonomik düzeyi yükseldikçe lüks segment kuruyemiş tüketimi artıyor.

Kaçak kuruyemiş olayı hala sürüyor mu?

Türkiye’ye ceviz, badem ve kajuda kaçak ürün girişi var. Bir dönem bitmişti.  Ay çekirdeği de buna dahil oldu. 2017 yılında 100 milyon dolarlık bir rant sağlandı. 2018 yılı başında bakanlık karar aldı. Ceviz ve bademde kaçağı önlemek için vergileri düşürdü. Dolayısıyla legal süreç oldu. ABD ile yaşanan kriz demir çeliğe gelen ek vergiye misilleme olarak iki ürüne ek vergiye tabi tutuldu. Kaçak kuruyemiş yeniden başladı.  2019 kaçak aynen devam edecek. 

Tarım Bakanlığı ceviz üretimini arttırmak için çeşitli destekler verdi. Bunların yansıması nasıl oldu?

Türkiye’de bilgi ve koordinasyon eksikliği var. Ama niyet iyi idi. Verimsiz bahçeler oluşturduk. İşi bilmeyenler ile yol aldık. Proje ölü doğdu. Adıyaman ve Balıkesir’de bademde başarılı olduk. Ama cevizde yol alamadık.

Pazarlarda açık satılan ürünlerin piyasaya ve sağlık açısından nasıl bir gerçeğimiz var?

Pazarda satılar ürünün payı fazla değil. Ciddi bir sorun yaratmıyor. Ama açıkta satıldığı için toplum sağlığı için sıkıntıdır.

KUTU KUTU (BURAYA AYRI RENK VERİLECEK)

 

“Alüminyum ve çelikte indirim olursa ek vergi kalkar”

ABD alüminyum ve çelikte ek vergi uygulayınca, Türkiye’de ABD’den gelen ceviz, badem, kaju gibi ürünlere ek vergi getirdi. Bu ürünlerin fiyatlarının üzerine yüzde 20 koyduk. Bu da ister istemez kaçakçılık doğurmaya başladı. ABD Tarım Ataşeliği ’ne giderek durumu bildirdik. Siz alüminyum ve çelikten kaldırın bizde ürünlerimizden kaldıracağız dedik. Durum, ABD’ye raporlandı. Dolayısıyla biz bu alüminyum ve demir çeliğe gelen ek verginin kalkmasını istiyoruz ki bizim işimiz de buradan çözülsün.

“Yer fıstığında tohum sıkıntısı yaşanabilir”

Yer fıstığında Türkiye kendi kendine çok dengeli üretiyor ve satıyordu. Ufak dalgalanmalar olsa da ithalat yoluyla da onu dengeliyorduk. Alıcı satıcı sanayici memnun. Entegre olarak çalışıyorduk. Şu an çok ciddi bir kırılma yaşandı. Geçen sene yer fıstığı fiyatı çok düşük kaldı. Fiyat düşük kalınca satışı arttı. Türkiye’de üretilen ürün de şu an bitti. Bitince onu fark eden piyasa hızla fiyatı yükseltti. Birden yüzde 50’ye yakın fiyat yükseldi. Dalgalanmasının önü kesilmezse bu durum daha sonra daha büyük sıkıntı olur. Şu an vergileri düşürerek, 10-20 bin tonluk bir ithalat yapmamız gerekiyor. Ne yazık ki ekmek için dahi tohum bulamayacağız yoksa. Dolayısıyla biz bu ekimi sağlayalım ki öbür sene 160 bin tonluk bir zarar ile karşı karşıya kalmayalım. Onu aktarmaya çalışıyoruz.

 

Hurma fiyatları dolara bağlı yükseldi

Özellikle Ramazan ayında sıkça tüketilen hurmayı mecburen ithal etmek zorundayız. Türkiye hurmayı çok eskiden beri tüketiyor. Şu an ülkemize her türlü hurma geliyor. İhtiyaç karşılanıyor. İran, Tunus Cezayir, Suudi Arabistan ve Kudüs hurması. Filistin ve İsrail topraklarında yetişen hurmaların tamamını ithal ediyoruz. Bütün çeşitler var Türkiye’de. Hem dolar kaynaklı hem de sene başında hurmaya getirilen yüzde 15 ithalat vergisi sebebiyle fiyat artışları söz konusu.

Arz fazlası tehlike doğuruyor

Sanayi Bakanlığımızın sağladığı destekleri kullanabiliyoruz fakat bu desteklerin artık kesilmesini istiyoruz. Sanayide arz fazlası doğdu ve tehlikeli bir sonuç getiriyor. Bir şey fazla olursa fiyatlar düşer herkes batar bu çok tehlikeli bir durum. Ani dalgalanmaları istemiyoruz. Örnek üzerinden gidecek olursak, Bursa’da 10 bin tonluk çekirdek çıkıyor. Bakanlık 100 bin tonluk tesis kapasitesi vermiş. Yüzde 10 ile çalışıyor hepsi batıyor. Verilen denetlenmediği için zarar veriyor.

Çin çekirdeği tüketimi arttı

Ay çekirdeği Türkiye’de fıstık gibi kendi kendine yeter durumdaydı. Sadece ufak tefek çeşit alırdık. Tamamı yerli üreticiden alır satardık. Çin çekirdeği ufak ufak Türkiye’ye gelmişti. ABD’den de ithal ediyorduk. Daha sonra Çin’de bu malın aynısını ve daha güzelini bulunca piyasamız Çin’e kaydı. Çin’in çekirdeği kaliteli olunca yerli ürün üretimi düştü. Türkiye’de iklim değişince beyaz ay çekirdeği ne yazık ki içini dolduramadı. Ay çekirdeğinde ithalat 80 bin tonu geçti. Türkiye’de ise 100 bin tonluk çekirdek ürettik. Bu sorunun çözümü için, ülkemizde bir an önce yerli ay çekirdeği tohum çalışmalarına başlanmalıdır.