BANKACILIK KANUNU DEĞİŞİYOR

seda2

 

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan 40 maddelik yasa teklifi AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ve bazı AK Parti milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na geçtiğimiz hafta sunuldu.

Kanun teklifinin ayrıntılarını incelediğimizde altyapı projeleri menkul kıymetleştirilecek, kitle fonlaması mevzuata girecek, katılım ve yatırım bankacılığı geliştirilecek olması öncelikli başlıklar olarak karşımıza çıkıyor. Kanun teklifine yönelik BBDK ve SPK’nın konuyla ilgili bilgi notlarına baktım. Bugün öncelikli olarak dikkatimi çeken başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kanun teklifi kapsamında bankaların çeşitli adlar altında tüketici ve şirketlerden aldığı ücret ve kesintilere yönelik Cumhurbaşkanı’nda olan düzenleme yapma yetkisi artık Merkez Bankası’nda olacak.

Kanun teklifinin ayrıntılarına baktığımızda projeye dayalı menkul kiymet ihracı dikkat çekiyor. Bu sayede uzun vadeli ve yoğun sermaye isteyen altyapı, enerji, sanayi veya teknoloji yatırımları gibi projelerin finansmanı, kurulacak bir fon aracılığıyla varlık ve hakları menkul kıymetleştirilerek satılıp finansman sağlanabilecek. Bu kapsamda proje finansman fonu kurulacak.

Öte yandan kitle fonlaması mevzuata giriyor. Teklifle, SPK, kitle fonlama platformları üzerinden ortaklığa veya borçlanmaya dayalı olarak halktan para toplamaya yönelik faaliyete izin verebilecek. Bu tür işlemler için bankacılık mevzuat hükümleri uygulanmayacak olması önemli bir ayrıntı…

Kanun teklifine göre, kalkınma ve yatırım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kar ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımların Kanun uygulamasında kredi sayılması sağlanarak, değişen koşullar altında yeni finansman yöntemlerin oluşması halinde bu yöntemlerin de kredi sayılabilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na yetki veriliyor.

Kanun teklifi ile Risk Grubu yeniden tanımlanıyor. Bu kapsamda bir banka ile bankanın nitelikli pay sahipleri, banka yönetim kurulu üyeleri, genel müdürü, genel müdür yardımcıları ile başka unvanlarla istihdam edilseler dahi yetki ve görevleri itibarıyla bunlara denk veya üst konumlarda görev yapan yöneticileri ile bunların eş ve çocukları, birlikte veya tek başına doğrudan  yada dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar bankanın dahil olduğu risk grubunu oluşturacak.  Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ, Türkiye Varlık Fonu veya bunlara ait fonlar ile yapılan işlemler, bu kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri borçlanma araçları kredi sınırlamalarına tabi olmayacak.

Bir diğer husus ise kanun teklifi yasalaşırsa bundan sonra bankalar önlem planı hazırlayacak. Bir banka mali bünyelerinde bozulma yaratacak hallerden herhangi birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin ortaya çıkması halinde önlem planında yer alan konsolide veya konsolide olmayan bazda uygulanacak tedbirleri alarak ivedilikle BBDK’ya bilgi verecek. 

Diğer taraftan manipülasyona ve insider trading’e hapis cezası en az 3 yıl olarak planlandı. Kanun teklifi, halka açık şirketlere yönelik yanlış ve yanıltıcı haberlerle manipülasyon yaparak çıkar elde edenlere ve “içerden öğrenenlerin ticareti” olarak Türkçeleştirilen insider trading ile çıkar elde edenlere verilecek hapis cezasının alt sınırının üç yıl olmasını da düzenliyor. Böylece bu suçlara yönelik ceza erteleme imkânı da sınırlanmış oluyor. SPK Kanunu’na aykırı davranışlara uygulanan idari para cezasında da yöntem değiştirildi ve ciroya göre oran ve mağdur sayısına göre artırma getirildi. Düzenleme ile idari para cezası “verilir” kelimesi de “verilebilir”e dönüştürüldü. Kanun gerekçesinde hukuki boşluğun giderildiği, ayrıca bilgi ve belge gizlemenin de idari para cezası kapsamına alındığı görülüyor.

Bankacılık sektörünün kanun teklifini ne ölçüde benimseyecek onu da zaman gösterecek.