ŞEHİRDEN KAÇIŞI TERSİNE ÇEVİRECEKLER

seda gök-temel aycan şen-cemal temel

 

Son dönemde otopark ihtiyacı, yeni bina ve deprem yönetmeliğine uygun yapı eksikliği nedeniyle; İzmir’in kent merkezinden çevre ilçelere yöneliş dikkat çekiyor. Bir buçuk yıldır yaşanan pandemi süreci de birçok alanda olduğu gibi çalışma hayatında ciddi değişiklere neden oldu.

‘Home Office’ çalışma modeli şehrin merkezinde depreme dayanıklı ve her ihtiyaca çabuk ulaşabilecek projeleri ön plana çıkardı. İzmir’de de yeni konut projeleri buna göre dizayn edilmeye başlandı. Şen Yapım A.Ş. ile Temelsan Yapı’nın kendi tabirleri ile “Yeni Alsancak”ta hayata geçirdiği Gloria Alsancak Şen Rezidans Projesi de şehrin tarihi kimliği ile uyumlu çizgisi ile ‘Home Office’e uygun tasarlandı.

TİCARET Sohbetleri köşemin bu hafta konuğu olan Şen Yapım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen ve Temelsan Yapı’nın üçüncü kuşak temsilcileri Cemal Temel, Asil Temel ile yeni projeleri değerlendirdi.

Cumhuriyet Meydanı, Pasaport İskelesi, Kültürpark, Kemeraltı ve Alsancak’a yürüme mesafesindeki bölgede; yerin altına 3 kat inip otopark yaparak, güvenlikli ve dayanıklı bir rezidans projesi oluşturan bu girişimci grup, bölgede tekrar bir çekim merkezi yaratmayı hedefliyor.

Projenin mimarisine; Konak Pier, Kantar Karakolu, Pasaport İskelesi gibi Fransız mimarisinin seçkin örnekleri ile komşusu tarihi Saint Polikarp Kilisesi yol gösterici oldu. Proje, 2022 Şubat’ta tamamlanacak.

 

-Projenin fikri nasıl ortaya çıktı?

TEMEL AYCAN ŞEN: Ailecek 100 yıldır tarım ürünlerinin ticaretiyle uğraşıyoruz. Aslen Ödemişli’yiz. Dedemin babası, hatta dedesi yörenin kuru meyvelerinin ticaretiyle iştirak ederken zaman içerisinde babamın neslinde ihracatına başlanmış. Hali hazırda biz dördüncü nesil olarak bu işi devam ettirmeye çalışıyoruz. O zamanlar tabi İzmir’de, dedemin babasının çalıştığı zamanlarda meşhur Yemişçiler Çarşısı’nın olduğu Kemeraltı Bölgesi’nde tarihi alanda kuru meyve işletmeleri varmış.

Zaman içerisinde babam ve amcalarımın katılımıyla birlikte ihracata başlayınca Ödemiş ve Beydağ’daki işletmelerimizin yanı sıra yine bu bölgeye de bir işletme kurulmuş.

Biz Kale Arkası diye anılan bu bölgede faaliyet gösterdik. Aslında çok da fazla yer değiştirmedik, burası bölgedeki ikinci işletme yerimiz. Projenin olduğu yer uzun yıllar kuru meyve işletmesi olarak faaliyet gösterdi. 400-450 kişinin çalıştığı, ülkemizin de ürünlerinin ihracatına vesile olan bir işletmeydi. Yıllar içerisinde şehrin artan kalabalığı, yoğunlaşan trafik burayı işletme olarak kullanılamaz hale getirdi. Bugün trafik nedeni önünde arabayla bile inerken durmakta zorlandığınız yollarda zamanında kamyonlarla tonlarca malı yüklüyor, limana sevk ediyorduk. Buradaki işletmenin penceresinden o kamyon üzerindeki kayısı ve incir çuvallarını saydığımız oluyordu. Artık böyle bir şey mümkün değil. Sarnıç-Gaziemir’de yaptığımız yeni işletmemize taşınınca bu bina bu anlamda altın atıl haline geldi. Nasıl değerlendirelim derken bir süre kiralık olarak farklı iş alanlarına ev sahipliği yaptı.

Sonunda kent içindeki bu binayı değerlendirelim, çevreye uyumlu bir bina haline getirelim dedik. İnşaat mühendisi olduğum için aile içinde bu işler bana sevk ediliyor, ben de bir ekip oluşturdum ve  bir proje süreci yaşadık ve abilerimle birlikte “Nasıl yaparız? Nasıl sağlam, dayanımlı, yeni teknolojiye uygun ama çevreyi ve tarihi de unutmayan bir bina yaparız?” diye çok uzun süre çalıştık.

Malumunuz, kullanıcılar İzmir merkezindeki binalarda bazı özellikleri bulamayınca şehir dışına kaçmaya başlandı. Proje aşamasında düşündük ki, o dışarıdaki binaların verdiği imkanları biz böyle bir binada insanlara sunabilirsek şehir içinde olması itibariyle ilgi toplar. Ona göre bir proje hazırlandı.

 

Bu projenin diğerlerinden farkı nedir?

 

TEMEL AYCAN ŞEN: Burası tarihi bir bölge. Son deprem hepimize aslında bu işin mühendislik yanının ve bu konudaki hassasiyetin önemini de gösterdi.

Bu binanın altında eksi 20 metreye kadar inilen özel sistemlerle bir zemin iyileştirmesi yapıldı. Binanın oturduğu alanın altında betondan 10 metre derinliğinde havuz oluşturuldu. Bu bütün yüklerin ve risklerin sağlam zemine aktarılması ve bu sayede de daha güçlü bir bina yapılmasına sebep oldu. Bunlar epey bir vaktimizi aldı. Böylece hem zeminle hem de oradaki tarihi dokuya uyum ile ilgili özel bir çalışma yapıldı.

 

Proje ne zaman başladı?

 

TEMEL AYCAN ŞEN: Zemin iyileştirme ve ruhsat aşamalarının ardından bu kez üst yapı inşaatına 12 ay önce başlandı. Bu noktada, birlikte yol almaktan mutluluk duyduğumuz, aynı zamanda hemşehrimiz, dost ve akrabamız olan Temelsan’la üst yapıdaki yapılacak işlemlerle ilgili bir iş birliği yaptık. Onlar da projeye yılların birikimi ile katkılarını koyarak en mükemmel şekilde inşaasını gerçekleştirecek işlere başladılar ve titizlikle sürdürüyorlar.

 

Projenin mali boyutu nedir?

 

CEMAL TEMEL- Temelsan Yapı’nın üçüncü kuşak temsilci olarak görev yapıyorum. 51 yıldır inşaat sektöründeyiz. Üç kuşak da işimizin başındayız.

 

Son 15 yıldır yönümüzü biraz daha İzmir’in batı aksına ve lüks konut projelerine çevirdik. Sahilevleri, Narlıdere ve Çeşme’de önemli projeler yaptık.

Burası yaklaşık 7 bin metrekare bir inşaat sahasına sahip. Projenin maliyeti 5 milyon $ ın üzerinde olacak ve yaklaşık 2,5 ay sonra bitecek.

 

Satış fiyatları nasıl olacak?

 

CEMAL TEMEL: Bir milyon 750 bin TL-2 milyon 950 bin TL bandında olacak. Satılık ve kiralık seçenekli daireler 1+1, 2+1 ve 3+1 olarak tasarlandı.

 

Satışı yapıldı mı?

 

CEMAL TEMEL: Şu ana kadar satılık olanların yüzde 50’si satıldı. Zaten bir kısmı kiralama yöntemiyle kiraya verilecek. Projede 40 bağımsız bölüm, 2 tane büyük iş yeri var. Satışta aceleci değiliz, binamız kendi müşterisini kendi buluyor, gören, tanıyan, takip edenler ilgileniyor bizlere ulaşıyorlar, değişen maliyetler ve ekonomi bizi biraz da haklı çıkardı ki zaten böyle öngörüyorduk.

 

Asil Bey sizi de tanıyabilir miyiz?

 

ASİL TEMEL: Temelsan’da abim Cemal Temel ile birlikte üçüncü kuşak tarafının hem icra tarafında hem de iç mimar vasfımdan dolayı tasarım tarafındayım.

 

İnşaat tecrübemizle tasarım tarafıyla birlikte bu binada farklı ne yapabiliriz diye baktığımızda önce bölgenin hikayesine baktık. Burası çok eski ve tarihi bir bölge. Burayı merkez alıp 500 adımlık bir daire çizdiğimizde; Konak Pier, Kantar Karakolu, Ticaret Lisesi gibi önemli tarihi binalar bulunuyor. Bu çevre Fransız Kültürü etkisinde kalmış. O tek tük yapıları artık yeni binalar arasından ayırabiliyoruz. İyi ki ayırabiliyoruz onlar daha değerli. Biz de bu bilinçle Saint Polikarp Kilisesi’ne komşu olduğumuz için zamansız ve ikonik bir bina yaratmak istedik.

 

Mimari olarak Fransız ekolünden mi esinlenildi?

 

ASİL TEMEL: Evet. Komşu olduğumuz Saint Polikarp Kilisesi, İzmir’in en eski kilisesi.1600’lü yıllarda yapılmış. Biz bunun tam karşısındayız. Burada sokağın dokusuna uymak istedik. Bu bilinçle ilk dört katta binanın önüne bir iskelet sistemiyle kemerli cephe yaratıldı. Kemerli cephenin önünde gördüğünüz tuğla kaplamaları bizim projemizin özel renk skalasıyla tek tek el yapımı olarak döküldü. Üst tarafındaki bant pencereler daha bir rezidans havası vermek amacıyla tasarlandı. Bu ilk dört kattaki binanın önüne kemerli ve tuğlalı sistemde aslında zamansız bir şey yapmak istedik. Bölgeye atıfta bulunduk. Zamanın modern, geçici, cam kaplama, plastik kaplamalar gibi ürünlerden tamamen kaçınarak; cam ve toprak gibi doğal ürünler kullandık. Aynı zamanda bunu yapının iç kısmında da kullandık. Yapının iç kısmında tamamen mermer, ahşap, masif ahşap gibi yine zamansız, çizgileri her daim güncelliğini koruyan ürünlerle tasarladık. Bu cephenin tasarımıyla birlikte iç mekânda, özellikle depremden sonra Alsancak’ın sıkıntısı olan yüksek dayanımlı, otopark, yönetim problemleri, güvenlik problemleri gibi detayları çözülmüş  aranan, çekici bir proje oluşturduk. Binada -3 kat kapalı otoparkımız var. Her daireye birer kapalı otopark imkanı sunduk. Resepsiyon ve karşılama alanından sonra yukarıda bulunan dairelerde bir oda 1+1, 2+1, 3+1 daire tipleri oluştu. Burası tamamen konut projesi ve son günlerin ihtiyacı olan evden çalışma hayatında tüm kurumlara yakınlığı ile ideal bir yaşam yeri.

 

Neden?

 

ASİL TEMEL: Çünkü burası çok değerli. Birkaç yüz adım attığınızda vapur iskelesi, tramvay durağı, Cumhuriyet Meydanı, Kordon, İzmir Kültür Park Fuar Alanı içinde çok güzel bir alan.

 

Eksi 3 kat kapalı otoparkıyla birlikte toplam 11 katlı iki bloktan oluşuyor. 2 tane iş yeri, 40 bağımsız daire var.

 

Önümüzdeki süreçte bu lokasyon daha ziyade konut projelerine mi odaklanılacak? Sizin bu bölgeye yönelik öngörünüz nedir?

 

TEMEL AYCAN ŞEN: Yakın çevre yeni bir konut bölgesi olacak. Home Ofis çalışma sistemi yaygınlaşıyor. Alsancak’ın göbeğinde olacak böyle bir projedeki eviniz aynı zamanda size ofisin ihtiyaç duyulacağı her şeyi yürüyüş mesafesinde sunar, hem de evin konforunu yaşarken.

ASİL TEMEL: Yukarıda 40 tane tamamı konut olarak tasarlanan 1+1, 2+1, 3+1 daireler var. Binanın ana odak noktası tasarım. Binanın dış cephesinden iç mekana kadar her metrekaresi özel olarak tasarlandı. Dış cephede zamandan bağımsız yıllarca beğenilecek bir tasarım yaratıldı. İç mekanda da iç kapının yüksekliklerinden tutun zemindeki döşemelerine kadar hepsi özel planlandı.

Bizim genel inşaatlarda amacımız, özellikle burasıyla alakalı 50 yıl sonra 100 yıl sonra bile karşısına geçip baktığınızda her daim modern kalması. Bugün bölgedeki Kantar Karakolu ya da Konak Pier’e hala hayranlıkla bakabiliyorken bizde yıllar sonra böyle bir duygu uyandırmak istedik, modası geçecek bir tasarımdan uzak olmak istedik. İnşallah bina bitiminde de o görselliği yakalarız. Yakalayacağımızdan da şüphemiz yok.

Peki ne zaman yerleşim başlayacak?

CEMAL TEMEL: Şubat ayı içerisinde bitirmeyi ve hemen ardından da yaşamın başlamasını planlıyoruz.

Konut talebinde bu lokasyonda talep eğilimi nasıldı?

CEMAL TEMEL: Bizim projede bu konutta 1+1 ve 2+1 sayıları eşit miktardaydı. 3+1 daha az olarak yer alıyordu. 1+1 ve 2+1 de bu bölgede 2+1 daha fazla rağbet gördü.

Bölge fiyatlaması ne olursa olsun birimde 1+1, 2+1’e göre daha yüksek olduğu için yani bölgedeki arsa fiyatları da yüksek olduğu için satışa bu yansıyor.  Burada 2+1 alacak kitle biraz daha Urla’da, Güzelbahçe’de, Çeşme’de bir yaşantısı olan burada da bir ikinci evi olsun, ‘Biz Alsancak’a yakın olalım otoparkımız olsun’ diyen kitle biraz daha yoğunluktaydı. 1+1 ve 2+1 arasında çok fiyat farkı olmadığı için herhalde bir sıçrama gösterip 2+1 tercih etme tarafı da biraz daha yoğun oldu.1+1 de satıldı ama 2+1 birazcık daha önde gitti o yüzden bunu söylüyorum.

ASİL TEMEL: Bunda tabi alım gücünün de bir etkisi var. Bölge merkeze ve merkezin sağladığı iş ve sosyal hayat imkanlarına yakınlığı ile uzak bölgelere göre daha avantajlı ve cazip.