“ÖZEL SÖZLEŞMELİ PERSONEL MODELİ, 15 TEMMUZ RUHUYLA ÇELİŞİYOR”

 

 

DSC_1221

KKTC

Hak-iş’e bağlı Hizmet-iş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı, Kıbrıs-Gazi Magusa’da gerçekleştirildi.

15 Temmuz darbe girişimine yönelik hazırlanan kısa film gösteriminden sonra başlayan toplantının açılışında konuşan Hak-iş Konfederasyonu ve Hizmet-iş Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerin kamu kadrolarına alınması için Hükümet tarafından önerilen özel sözleşmeli personel modelinin 15 Temmuz ruhu ile çeliştiğini söyledi.

Arslan, “Özel sözleşmeli personel modeli, 15 Temmuz ile çelişiyor. Kamuda FETÖ örgütlenmesini gördük. Yeni FETÖ’cüleri kamuya yerleştirecek modele asla izin vermemiz gerekiyor. Taşeron işçilerimize, kamuda kadrolu işçi modeli getirmemiz gerekiyor” dedi.

‘2017’DE SONUÇLANIR’ VURGUSU

Halen çalışan taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin devam ettiğini, işvereni temsil eden Kamu İşveren Sendikası’nın masaya oturmadığını ifade eden Arslan,  “Bakan talimat veriyor ama Kamu İşverenler Sendikası masaya oturmuyor. Bu nedenle toplu sözleşmeler Yüksek Hakem Kurumu’na gidiyor. Burada kararın çıkması da bir yıl sürüyor. Bugün Hak-iş’e bağlı toplu sözleşmelerin ancak yüzde 23’ü sonuçlanabilmiştir. Ayrıca toplu sözleşme müzakeresi boyutunda 3 bin 107 görüşme devam ediyor. Böyle giderse 2017 yılı sonuna kadar ancak sonuçlandırabiliriz. Yeni Orta Vadeyi Program’da bu konuyu görememiş olmamız bu görüşmelerin uzayacağını gösteriyor. Bu toplu sözleşmelerin masada imzalanması için çabamız sürüyor. Toplu sözleşmeleri sonuçlandıralım” diye konuştu.

Arslan ayrıca sezonluk işçilerin 5 ay 29 gün çalışmasının düzenlemesine yönelik de ilgili Bakanlıklar nezdinde görüşmelerin süreceğini sözlerine ekledi.

“7 AĞUSTOS YENİKAPI RUHU YAŞATILMALI”

Türkiye’nin birlik beraberlik ruhuna vurgu yapan Arslan,  bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu: “15 Temmuz’da yaşananları unutturmayacağız, taşeron örgütlerle de mücadelemiz devam edecek. Film değil seyrettiklerimiz, gerçek yaşananlardı. FETÖ örgütü, kılcal damarlarımıza kadar işlemiş durumda. Mücadelemiz zor ama yol almak zorundayız.  Bugün Başika’daki Fransız ve İngiliz askerlerine bir şey denilmiyor ama Türkiye gitsin deniliyor. Bunlar Türkiye’ye yönelik operasyonların bir parçasıdır. Uyanık ve ihtiyatlı olmak zorundayız. Bugün PKK ve DEAŞ’ıa kullananlar Türkiye’ye karşı çalışmalarını sürdürecektir.

Biz bir Norveç veya İzlanda değiliz. Bu Anadolu topraklarında bedeli ağırdır yaşamanın ve bağımsız bir devlet olmanın. Bizim bizden başka dostumuz yok. 15 Temmuz’da 7 Ağustos’ta Yenikapı’daki ortak söylemdir. Bu ruh devam etmelidir.  İçerdeki birliği sağlamak zorundayız. O zaman uluslararası güçlerin bize yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu konuda iktidar ve muhalefetin bu konuda ortak işbirliğinin devam etmesi gerekiyor. Biz de bu konuda destekçileri olmaya devam edeceğiz.”

“KIBRIS İÇİN B PLANIMIZIN OLMASI GEREKİYOR”

Kıbrıs sürecindeki müzakerelere değinen Arslan, bu konudaki görüşmelerin bir an evvel sonuçlandırılmasının önemine vurgu yaptı. Arslan, “Çözümsüzlük, diye de geriye gidecek bir hamleye karşıyız. Referanduma karşı B planımızın olması gerekiyor. Karşı tarafta acımasız bir tutum var. Neden kimse İngilizlerin adadaki varlığını sorgulamıyor. Müzakerelerin bir an önce sonuçlandırılması ve iki tarafında eşit haklara sahip olduğu bir federasyonda sahip olmasını arzu ediyoruz. Eğer uzlaşı olmaz ise bizim B planımız; KKTC’nin 1974’ten beri gelen süreçte bağımsız bir devlet olarak bu ülkenin bütün dünya tarafından tanınması için çalışılması gerektiğidir. Burası bize emanettir. Buraya katkımız da devam edecektir. Bu konuda KAMUSEN ile olan işbirliğimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

“KIBRIS, ULUSAL REFLEKSİMİZDİR”

Hizmet-İş Genel Başkan Vekili Hüseyin Öz ise Kıbrıs ile Türkiye’nin 1368 yıllık bir ortak geçmişe sahip olduğunu hatırlatarak; Kıbrıs sorununu ‘Türkiye’nin ulusal davası’ olarak nitelendirdi.

Öz, “Kıbrıs’ta büyük bedel ödenmiştir. Sosyal ve ekonomik bedeller ödetilmiştir. Türkiye’nin geleceği ne ise Kıbrıs’ın geleceği de odur. Bir kader birliği vardır. Kısacası Kıbrıs, sorumlu olduğu ulusal refleksimizdir. Hakiş ve Hizmetiş’in bütün olarak Kıbrıs meselesinin takipçisi ve destekçisidir sonuna kadar…” diye konuştu.