‘EV ÖDEVİ’ YAPMA ZAMANI!

 SEDA GÖK

 

 

Küresel düzeyde ticaret savaşlarının ve finansal dalgalanmaların yanı sıra ülkemizin jeopolitik risk ve tehditlere maruz kaldığı bir ortamda 2020’ye giriyoruz.   

Ekonomi muhabirlerinin her yılsonunda piyasalara ve sektörlere yönelik genel değerlendirme haberleri yapması bir gelenektir. 

Bu yıl da TİCARET Gazetesi olarak ekip arkadaşlarımız piyasanın nabzını sizler için tuttu. Bugünden itibaren 6 gün boyunca hazırladıkları araştırma ile okuyucularımıza sektörlerin 2019 karnesini ve 2020 hedeflerini anlatacaklar. Takip etmenizi öneriyorum.

Buradan yola çıkarak, bende bugün ki yazımda;  2019 yılının ana hatlarıyla genel bir değerlendirmesi ve 2020 yılında gerek sivil toplum kuruluşlarının gerekse akademik çevrelerin yorumlarını ana hatlarıyla yazımda paylaşmayı arzu ettim. 

Küresel sistemde 2020 yılı ekonomik sıkıntıların devam ettiği bir yıl olacak gibi görünüyor. Bu sıkıntıların büyüyüp büyümeyeceği ve yeniden bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği ABD’nin dünyaya karşı tavrına yakından bağlı olacak gibi görünüyor.  Özellikle ticaret savaşları bu yıla damgasını vuracak; ya bu savaş devam edip bütün sisteme yayılacak ve bütün sistem zarar görecek ya da ABD ve Çin orta yolda anlaşıp bu işi sonlandıracaklar.

2020 yılı Türkiye açısından da kolay bir yıl olmayacak. Türkiye, 2020’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne adaptasyon süreci, mali disiplin ve kamu gelirlerinin artırılmasına odaklanacak.

Hatırlayacaksınız; geçtiğimiz yılın ikinci yarısında yaşadığımız kur şoku dalgası ile finansal ve reel sektörde yaşanan dalgalanmalar, ekonomimizin bağışıklık sistemini güçlendirmemiz gerektiğini göstermişti. Yatırım ve tüketim harcamalarında ciddi daralmalar yaşandığı bu dönemde, ekonominin lokomotifi KOBİ’ler, tahsilat başta olmak üzere ödeme sorunlarının ekonomiyi kelimenin tam anlamıyla kilitlediğini yaşadık. 

2020 yılı, 2019 yılına göre “ev ödevlerimizi eksiksiz yaparsak”, nispeten daha olumlu bir yıl olacak gibi görüyor. Ancak bunun için alınan tedbir paketlerinin işlerliği ve reformların uygulanması büyük bir önem arz ediyor. Bu da gösteriyor ki,  2020 yılı 2019’a göre “ev ödevlerimizi eksiksiz yaparsak” daha olumlu bir yıl olacak.

Merkez Bankası’nın ard arda yaptığı faiz indirimleri, dünyanın parasal genişleme dönemine girdiği bir süreçte enflasyonun hızlı bir şekilde gerilemesine neden oldu. 2019 yılını enflasyonda, YEP’te hedeflenen yüzde 11-12 bandında kapatacağımız anlaşılıyor. Reel sektörü canlandırmak ve yatırım iştahını artırmak amacıyla gerçekleştirilen faiz indirimleri, kredilerin bir miktar toparlanmasını sağladı ve tahsilatlarda pozitif bir hava yarattı. Kanaat önderleri; bu etkinin sürdürülebilir olması için 2020’de reel sektörün kredi iştahının üretim, istihdam ve ihracata yansımasını sağlayacak yapısal ve ekonomik reformların da gerçekleştirilmesinin etkiyi artıracağında birleşiyorlar. 

Burada en önemli başlıklardan birisi işsizlik… Sadece inşaat sektöründe 500 bin kişinin işini kaybettiği belirtiliyor. Özellikle genç işsizliğin yüzde 26,1’lere yükselmesi, 2020 yılında istihdam artırıcı politikaların acil olarak devreye alınması gereğini ortaya koyuyor. Bankacılık sektörünün kredi iştahında artış gözlense de özel sektörün yatırım harcamalarında istenen düzeyde değiliz.

 

Özel sektörün yatırım iştahı kapalı. Onu açmak için yeni mekanizmaların devreye girmesi gerekiyor. Bir de ihracatımız artıyor ancak bu artış verimlilik olarak yansımıyor. Markalı, yüksek katma değerli üretim ve ihracatı daha fazla konuşmamız gereken bir yılı yaşayacağız. 

Türkiye son 20 yılda farklı farklı zaman dilimlerinde ekonomik kriz süreçlerini yaşadı, yönetti. Evet, krizleri yönetmeyi öğrendi. Ama unutulmaması gereken bir husus var ki o da ekonominin bağışıklık sistemi… Bağışıklık sisteminin reformlar ile güçlendirilmesi gerekiyor.