KIRMIZI ET ÜRETİMİNDE SON DURUM

SEDA GÖK

Ülkemizde kırmızı et üretimi 2018 yılında, bir önceki yıla göre hemen hemen aynı kalarak 1 milyon 118 bin ton olarak gerçekleşti. Bu miktarın 1 milyon tonu sığır etiydi.  Kişi başı yıllık kırmızı et tüketiminde 14,3 kg seviyesine geldik. Dünya kırmızı et üretiminde %1,5 pay ile 11. sıradayız. SETBİR verilerine göre 2019 yılının ilk üç çeyreğinde ise toplam kırmızı et üretimi 910 bin ton olarak gerçekleşti. 2018 yılının ilk üç çeyreğinde 860 bin ton kırmızı et üretimi gerçekleşmişti. Bu durumda 2019 yılında üretilen toplam kırmızı et miktarının 2018 yılında üretilen toplam kırmızı et miktarından %6 oranında daha yüksek olarak 1 milyon 186 bin ton olması bekleniyor. 2018 yılında 1 milyon 886 bin baş canlı büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatı yapılmıştı. Bunun 116 bin başı damızlık, 1 milyon 345 bin başı ise besilik ve kasaplık sığırlardan oluşuyordu. 425 bin baş da koyun ithal edildi. 2018 yılında yapılan ithalatın bedeli 1,8 milyar dolar.  2019 yılının ilk dokuz ayında yapılan ithalata bakıldığında ise toplamda 509 milyon dolar ödenerek 568 bin baş canlı hayvan ithalatı gerçekleştiği öngörülüyor. Bu ithalatın 13 bin 488 başı damızlık, 487 bin 910 başı besilik ve kasaplık sığırlardan oluşuyor. 66 bin baş da koyun ithal edildi.

Sektörde 2019 yılında, ülkemizin ihtiyacı olan et üretim miktarına ulaşılabileceği ümidi hakim. 2018 yılında piyasayı düzenlemek üzere yapılan ithalat, 2019 yılına stokla girilmesini sağladı. Sektörün 2020 yılının hedefi 1,5 milyon ton et üretimi.

Ancak bu üretimi gerçekleştirebilmek için her şeyden önce besi hayvancılığında verimlilikleri artırmak gerektiği belirtiliyor. Bugün 250 kg olan ortalama karkas ağırlıkları 300 kg’a çıkarılması, karkasta kemik oranı ise kombine ırklarda %17’ye, etçi ırklarda ise %15’e düşürülmesinin önemine vurgu yapılıyor.  Bu hedef, kırmızı et üretiminde en temel öncelik olarak belirlenmiş durumda.

Sektör, mevsimsellik nedeniyle oluşan arz-talep kaymalarını telafi edecek bir müdahale sistemi kurulmasını istiyor. Gerek süt fiyatı, gerekse et fiyatı ile hayvan besleme maliyeti arasında karşılıklı bir değer (parite) belirlenmesi ve yıl boyunca bu paritedeki sapmaları telafi edecek “kırmızı et piyasa düzenleme” sistemi oluşturulması öneriliyor.

Sektör diğer beklentilerini ise “Kesif yem üretiminin %60′ı ithal girdilere dayanıyor. Çiğ süt ve kırmızı et maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen yem fiyat istikrarı için yem sektörü desteklenmeli.  Kaba ve kesif yem hammaddesi ihtiyacının karşılanması için hayvancılığa dayalı yem bitkisi üretimi teşvik edilmeli. Meraların, ihtisas sahibi üreticilere, ıslah şartıyla kiralanacağı bir düzen getirilmeli” diye aktarıyor.

Sonuç olarak sektör için öncelikli yapılması gereken 4 başlıkta özetleniyor. Kayıt dışının ortadan kaldırması, fiyat istikrarının sağlanması, arz-talep dengesini sürdürülebilir bir yapıya kavuşturması ile et ürünlerine yönelik bilgi kirliliğinin gidermesi…