“3 ÖĞÜN SOFRALARI SÜSLÜYORUZ”

BEDRİ GİRİT-SEDA GÖK

 

Su ürünleri ve hayvansal mamulleri sektörü, Türkiye gıda ihracatında hububattan bakliyat yağlı tohumlardan sonra ikinci sırada yer alıyor. Sektörün Ege’den doğrudan ihracatı ise demir çelik sektöründen sonra ikinci sırada…

Türkiye genelinde su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün 2023 yılı ihracat hedefi 4,3 milyar dolar. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği de 2023 yılı için 1,83 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor. Hem ülke hem bölge olarak hedeflerin gerçekleştirilmesi durumunda, sektörün ihracatının yüzde 42’lik kısmını Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) bünyesinden gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Birlik dünya genelinde su ürünleri sektöründe 107, kanatlı sektöründe 102, süt ürünleri sektöründe 125, yumurta sektöründe 63, bal sektöründe ise 68 ülkeye ihracat yapıyor.

Türkiye olarak birçok hayvansal ürünün üretiminde ilk on ülke içerisinde yer aldıklarını belirten Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “Dünyanın protein ihtiyacını dengeliyoruz ve 3 öğün sofraları süslüyoruz” dedi.

Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, 2000’li yılların başından itibaren Türkiye’de ihracatın yıldız sektörlerinden biri oldu. Bu özelde dünya pazarındaki yerimizi rakamlarla yorumlar mısınız? 

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, 2022’de ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artış ile 4 milyar 66 milyon dolar olarak gerçekleştirdi. Sektör, Türkiye geneli 254 milyar 209 milyon dolarlık ihracatımızda ise yüzde1,6’lik pay aldı.

2022 yılı Ocak-Aralık döneminde en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 5 alt sektör sırasıyla, 1 milyar 638 milyon dolarla su ürünleri, 1 milyar 95 milyon dolarla kümes hayvanları etleri, 505 milyon dolarla süt ürünleri, 383 milyon dolarla diğer ürünler, 361 milyon dolarla yumurta ve 45 milyon dolarla tabii bal oldu.

Trademap verilerine göre; 2021’de toplamda 167 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı gerçekleşti. Su ürünleri dünya ihracatında Türkiye 1,4 milyar dolarlık pay ile 28. sırada yer aldı. İlk 3 sırada Çin, Norveç ve Vietnam bulunmakta. Türkiye dünyada levrek ve çipura ihracatında ikinci sırada; alabalık, levrek ve çipura üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi konumunda. Ayrıca Türk su ürünleri sektörünün son yıllardaki Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirilen ve Norveç somonundan daha lezzetli ve doyurucu olan Omega-3 deposu Türk somonu, ülkemize 2022 yılında yüzde 132 artışla, 45 ülkeye ihraç edilerek, 345 milyon dolar ihracat girdisi sağlandı.

Geçtiğimiz yıl 1,6 milyar doların üzerinde ihracatla EİB içinde gıda sektörleri içinde ihracat şampiyonu oldunuz.  Türkiye’nin su ürünler ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 40’ını yapıyorsunuz. Bu yıl için nasıl bir hedef belirlediniz? Birlik olarak Dünya genelinde kaç ülkeye ihracat gerçekleştiriyorsunuz?

Türkiye geneli su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 2023 yılı ihracat hedefimizi 4,3 milyar dolar olarak belirledik. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak da 2023 yılı ihracat hedefimiz 1,83 milyar dolar. Hem ülke hem bölge olarak hedeflerimizi gerçekleştirmemiz durumunda, sektörün ihracatının yüzde 42’lik kısmını EİB olarak gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

Birlik olarak dünya genelinde su ürünleri sektöründe 107, kanatlı sektöründe 102, süt ürünleri sektöründe 125, yumurta sektöründe 63, bal sektöründe ise 68 ülkeye halihazırda ihracat gerçekleştirdik.

BEDRİ GİRİT-SEDA GÖK2

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak sürdürülebilirlik özelinde hedefleriniz ve projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Birliğimiz koordinatörlüğünde su ürünleri sektörü özelinde ve özellikle yetiştiricilik alanında, sektörün karbon salınımını azaltmak konusunda farkındalık yaratmak ve girişimlerde bulunmak amacıyla, sektörün karbon ayak izi konusunda Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi iş birliği ile 3 pilot birimde (Çiftlik, İşleme tesisi, yem fabrikası) mevcut durum incelemesi gerçekleştirildi. Sonrasında birlik ve fakülte uzmanları ile ortak yol haritası belirlendi.

Raporlama sonuçlarında sektörde farklı enerji kaynakları kullanan ve yem üretimi gerçekleştiren fabrikalar için de sera gazı emisyon tespit çalışmaları gerçekleştirilmiş, diğer yandan hesaplamalara Su Ürünleri İşleme Tesislerinde kullanılan farklı ve hibrit gaz karışımı kullanan tesis değerlerinin de tespiti sağlandı. Bu bağlamda projede 1 adet enerji kaynağı olarak doğal gaz kullanan yem üretim fabrikası ve 1 adet soğutma gazı olarak Freon ve Amonyak kullanan Su Ürünleri İşleme Tesisi pilot olarak seçildi.

Projenin devamı olarak yine Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği tarafından, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi iş birliği ile Su Ürünleri İşleme Tesislerinde kullanılan farklı ve hibrit gaz karışımı kullanan tesis değerlerinin de tespiti gerçekleştirildi.

Avrupa Yeşil Mutabakatı çevresel hedefine ve AB pazarlarında bulunan pazarın korunması amacı ile ülkemizde ilk kez yapılan bu çalışma Ulusal ve Uluslararası bazda sektörün alacağı tedbirler ve renovasyonlara öncü veriler sağladı.

Karbon ayak izi ile ilgili su ürünleri sektöründe gerçekleştirdiğimiz çalışmaların; kanatlı sektörü, süt ürünleri, yumurta ve bal sektörlerinde de gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.

Bunu yanında her yıl gerçekleştirilen genel kurul toplantılarında ülkemizde geçmiş yıllarda yaşanan orman yangınlarının etkilerini azaltmak ve iklim değişikliği için farkındalık yaratmak için, ödül törenleri kapsamında ihracatçı firmalar adına ağaç dikimine devam edilmekte.

Birliğimiz Koordinasyonunda 6 gıda Birliğimizin 25 üyesinin katılımı ile “Gıda Sektöründe Sürdürülebilir İhracat” projesi yürütülmekte. Bu proje ile tüm sektörlerde önemi artmakta olan sürdürülebilirlik yaklaşımının en yakından ilgili olduğu sektörler arasında yer alan gıda sektörü ihracatçı firmalarımızın üretim, tanıtım ve pazarlama alanında ihtiyaç duyulan temel eğitim ve danışmanlık ihtiyaçlarının karşılanarak; mevcut pazarlarında kayıplar yaşamansın önüne geçilmesi, derinleşmesi ve yeni hedef pazarlarda yeni müşterilere ulaşarak pazarlardan pay almalarının sağlanması hedefliyor.

 

Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri, Japonya, Brezilya ve Afrika ülkelerini geçtiğimiz yıl hedef Pazar olarak belirlemiştiniz. Bu pazarlarda gelinen noktalar neler?

2022 yılında Suudi Arabistan pazarına ihracatın yeniden açılabilmesi adına, sektörümüzün kapasitesini ülkemize denetime gelen Suudi yetkilerine en iyi şekilde tanıttık. Bunun yanında EİB tarafından düzenlenen Suudi Arabistan Türk İhraç Ürünleri Fuarında da birliğimizin tanıtıcı broşürleri ile yer aldık. Yine Birliğimiz tarafından milli katılım organizasyonu gerçekleştirilen Foodex Fuarı’nda, Türk somonunu tanıtıcı balık pişirim etkinliği gerçekleştirdik, Türk balıklarını sergiledik. Çok ilgi gördüğümüz Foodex Fuarı ile de birliğimizin tanıtımını gerçekleştirdik.

2023 yılı için hedefimiz, hem başlattığımız “Aegean Fishery and Animal Products” UR-GE projesi ile hedef pazarlarımıza yönelerek sektörün ihtiyaçları dahilinde Afrika pazarını da keşfedeceğiz. Bunun yanında, Kenyan Food Event Fuarında da info stant katılımı ile birliğimizi temsilen tüm sektörümüzün ürünlerini tanıtacağız.

Ayrıca, bu yıl içerisinde Orta Doğu ve Körfez bölgelerini hedeflediğimiz, bu ülkelere yönelik dijital pazarlama faaliyetleri yürüteceğimiz “Turkish Animal Protein Foods Projesi” yürütme niyetindeyiz.

Bunların yanında, yumurta sektöründe hedef pazarlarımız olan ABD, Singapur ve Tayland ile ihracat gerçekleştirmek amacıyla ilgili Bakanlıklar ile teknik engellerin kaldırılması için girişimler gerçekleştirilmekte ve ayrıca bu bölgelerde yurtdışı tanıtım kanallarımız olan fuarlar, heyetler ile Türk yumurtasını tanıtmak hedefleniyor.

 

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü nedeniyle ihracatta değişim süreci yaşandı. Bu sürecin getirdiği tecrübeleri değerlendirir misiniz?

 

İhracatçılar olarak, pandemiden bu yana küresel ticaret açısından çok hızlı güncellenen bir gündemi ve değişen pazar dengelerini tecrübe ettik. Küresel ticarette yaşanan daralma bütün ülkeleri etkiledi ve küresel büyümede önemli bir ivme kaybına sebep oldu. Küresel ticaretin içerisinden geçtiği zorlu sürece rağmen Türkiye olarak ihracatta olumlu bir grafiğe imza atıyoruz. Dolayısıyla, 2023 yılında da küresel anlamdaki risk ve tehditlere karşı ihracatçılarımız sayesinde rakiplerimizin üzerinde artışlar sergilemeye devam edeceğiz. Yatırımların ihracata, istihdama, büyümeye döneceği bir 2023 bizleri bekliyor olacak.

 

Uluslararası alanda Türk markası yaratmak, Türk malı imajını güçlendirmek amacıyla EİB olarak hem Uzak Doğu hem de ABD pazarlarına yönelik olarak yürütmekte olduğumuz Turquality projeleriniz var. Bu projelerimizle gerek sektörümüzü gerek ise genel anlamda Türk gıda sektörünü yurtdışında en iyi şekilde tanıtmak için çalışıyorsunuz. Bu özelde yapılan çalışmalarda gelinen noktayı değerlendirir misiniz? Yeni çalışmalar neler olacak?

Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle EİB bünyesindeki gıda birliklerinin ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin ihracatını arttırmak için TURQUALITY Projesi hayata geçirdik. Proje kapsamında Türk su ürünleri dahil, Türk lezzetlerini ABD’li şeflere ve satın almacılara tadım etkinlikleriyle tanıttık. Türk mutfağının 5 yıl süreyle Las Vegas Üniversitesi’nde müfredata girmesini sağladık. Bu sayede üniversitede okuyan şeflerin Türk lezzetlerini öğrenerek mezun olmalarını ve meslek hayatlarında menülerinde Türk ürünlerine yer vermelerine vesile olacağız. Bu sayede sektörümüzün önemli hedef pazarlarından ABD’ye Türk gıda ürünlerinin ihracatının katlanarak artmasını hedefliyoruz. Ayrıca Nisan ayı içerisinde Las Vegas’ta anlan proje kapsamında gerçekleştireceğimiz “Turkish Tastes Culinary Competition” ile sektörümüzü ABD’de tanıtmayı amaçlıyoruz.

Türk ürünü diye ısrar ederseniz etnik marketlerin dışına çıkamıyorsunuz. Yurtdışındaki şeflere “Ne yaparsanız, nasıl yaparsanız yapın Türk ürünü ile yemek yapın” diyoruz. Bunun aynısını Japonya’da da bu etkinliği yapmak istiyoruz. Japonlar kültür olarak bize daha yakınlar…

 

Pandemi öncesinde de ciddi gelişim gösteren, e-ticaret sektörünün pandemi sonrasında da hızlı gelişim gösteriyor.  Dünyada e-ticaret pazarının 2022’de 6,5 trilyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor.  Bu fırsatı değerlendirmek için ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

E-ticaret konularında birliğimiz tarafından devamlı olarak düzenlenen ücretsiz eğitimleri üyelerimizle buluşturuyoruz. Bunun yanında, su ürünleri sektörlerinin yurtiçi ve yurtdışı tüketimini artırmak ve ihracatını geliştirmek amacıyla Birliğimiz tarafından oluşturulan sosyal medya hesaplarından sektörümüzün tanıtımı yapmaktayız. Sosyal medya hesaplarımıza da ek olarak, “Turkish Seafood” internet sitemizin yenilenmesi için süreci başlattık. İnternet sitesi üzerinden de aktif bilgi paylaşımları ile hem yurtiçi hem yurtdışına hitap etmeyi planlıyoruz

 

Deprem sonrası yaşanan gelişmelerin tarım ve gıda sektöründeki üretime ve ihracata olan etkilerini değerlendirir misiniz?

Bu bölge, Türkiye’nin tarımsal gıda ihracatının yaklaşık yüzde 20′sine katkıda bulunmakta. Bu noktada bu illerde tarımsal üretimde yaşanacak kesinti o illerde yaşayanlar için hem geçim kaynağı kaybı yaratacak, hem de tüm Türkiye için gıda sorunu doğuracak. Ayrıca FAO verilerine göre, sektöre yönelik 1,3 milyar dolar tutarında hasar ve 5,1 milyar dolar tutarında ön tahminlerle, tarım üzerinde önemli etkilere işaret etmekte. Hasar, tarımsal altyapı, çiftlik hayvanları ve ekinler gibi tamamen veya kısmen tahrip olmuş fiziksel varlıkların ve stokların yenilenme veya onarım maliyetlerini ifade eder. Oysa bir kayıp, depolanan mahsullerin kaybı nedeniyle azalan gıda mevcudiyeti ve daha yüksek gıda fiyatları gibi hasarın ekonomik ve üretken etkisini ifade eder.

Yine FAO’ya göre depremler, yıkılan binaların, çalışmayan gıda sektörü yapılarının, zarar gören mahsullerin ve depolama tesislerinin yanı sıra, büyük hayvancılık bölgelerini vurmuş, ahırları tahrip etmiş ve hayvan kayıplarına ve yaralanmalarına neden olduğunu açıkladı. Barınak kıtlığı, yem kıtlığı ve kesintiye uğrayan aşı üretimi, şap hastalığı risklerini ve kötüleşen hayvancılık koşullarına ilişkin endişeleri artırdı. Etkilenen 34 balık çiftliği ve üç balıkçı barınağı ve önemli balık türlerinin kaybıyla balık üretimi de tehlikeye girdi. Küçük ölçekli balıkçılar ve su ürünleri üreticileri de faaliyetlerine devam edememe nedeniyle önemli gelir kayıpları yaşayacak.

GİRİT’TEN SATIR BAŞLARI…

URGE Projelerinde Afrika pazarına odaklandık. Kanatlı, balık, süt ürünlerine yönelik olarak çalışmalar yapıyoruz.

Japonya pazarı ile ortak çalışmalar yapıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Japonya gittik. Orkinos, kanatlı ürünler ve bazı süt ürünlerinde şansımız var. Japonya’da TURQUALITY kapsamında özel projeye de start vermek istiyoruz.

İhracat ülkeler arasındaki en büyük barış köprüsüdür. En problemli ülkelere bile mal satabiliyoruz. Cari açığın kapatılması sadece ihracatçılara bırakılmamalı. Devlet ile birlikte daha iyisini yapabiliriz, ancak devlet yasaklar getirmemeli. Bu nedenle Pazar kaybı yaşayabiliyoruz.

 

İç piyasada su ürünleri tüketimini artırmak için okullarda balık ekmek şenlikleri yapıyordunuz. Bu konuda yeni projeleri var mı?

 

2022 yılında, Future Fish fuarı kapsamında çocuklarımız için İzmir Fuar alanında eğlenceli etkinlikler, balık ekmek şenliği kapsamında verimli bir etkinlik gerçekleştirdik.

Bu sene, balık ekmek şenliklerimizin konseptini değiştirerek, deprem bölgesinde yer alan illerimize bir nebze moral sağlayabilmek adına bu bölgelerde balık, tavuk gibi tadım etkinlikleri organize etmeyi planlıyoruz.