“TTK’NIN ANA TAŞIYICILARINDAN BİRKAÇI YOK EDİLDİ”

TÜRMOB BAŞKANIYLA

SEDA GÖK-ANKARA

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı, Türk Ticaret Kanunu(TTK) ile ilgili uygulama sürecinde Kanunun ana taşıyıcılarından birkaçının yok edildiğini, bunların başında da “bağımsız denetimin” geldiğini söyledi. Yasa ilk çıkarıldığında 700 bin şirketin denetiminin öngörüldüğünü, daha sonra yapılan düzenlemelerle denetime tabi olacak şirketlerin çerçevesinin çizildiğini ve bu sayının 3 bin 500′e düştüğünü belirten Sanlı, kanunda farklı ve iyi düzenlemelerin de olduğunu kaydetti.

Sanlı, “Önümüzdeki 10 yıl içinde Türk Ticaret Kanunu’nun, Türkiye ticaretinde ve iş hayatında önemli ve olumlu değişikliklere damga vuracağını göreceğiz. Ancak denetim ayağının mutlaka uluslararası uygulamalara ve ilk Türk Ticaret Kanunu hazırlama felsefesine uygun bir şekilde tekrar getirilmesi gerekiyor” dedi.

TOPLANAN VERGİNİN % 66-76’SI DOLAYLI…

Türkiye’de beyana dayalı bir vergi sistemi olduğunu ancak Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 66-76′sının dolaylı vergiler olduğuna dikkat çeken Sanlı, “Af niteliğindeki yasaların yarattığı beklenti vergi gelirleri oranını düşürüyor” dedi.

Mevcut sistemde vergi kaçakçılığının devam edeceğini ifade eden Sanlı, bunu tamamen önlemenin mümkün olmadığını belirtti. Sanlı, servetin kaynağının izah edilebilir olması gerektiğini, servet beyanı gibi bir sistemin tekrar gündeme gelmesi gerektiğini söyledi. Sanlı “Servet beyanı 1983 yılından önce vardı. Gelir vergisi beyannamesini doldurmaktan daha değerli idi bu beyannameyi doldurmak. Kazancı ile servetinin paralel olmasını öngörüyordu. Nereden buldunuz yapısı Türkiye’nin ihtiyacıdır. Nereden buldun sorusunu usturuplu günümüz koşullarına uygun olarak sorulması gerekiyor. Servetin kaynağı mutlaka sorulmalı” dedi.

TÜRKİYE’DE 35 VERGİ AFFI ÇIKTI

Bazı kamu alacaklarının, 6552 sayılı kanun kapsamında yeniden yapılandırılmasını değerlendiren Sanlı, “Af ve af niteliğindeki bütün yasalar, TÜRMOB açısından eleştirel bir gözle bakacağımız düzenlemelerdir” dedi. Sanlı, 1960′dan bugüne kadar toplam 35 af veya af niteliğinde yeniden yapılandırmayı hedef alan düzenleme çıkarıldığına dikkati çekerek, “Özellikle kriz dönemlerinde piyasanın af veya af niteliğindeki düzenlemelere ihtiyacı olmasına rağmen, bu düzenlemelerin iyi niyetli olmayan kişiler açısından beklenti yarattığını, alışkanlık haline geldiğini ve mükellefiyet ödevlerinin yerine getirilmemesi noktasında bir teşvik gibi ortaya çıktığını gözlemliyoruz. Hem bir ihtiyaç olduğunu hem de yapıyı bozduğunu görüyoruz” diye konuştu.

YAPILANDIRMA MAKASI…

Söz konusu yapılandırmalardan yararlananlar arasında müracaat eden ile finale ulaşanlar arasındaki makasın çok açıldığına dikkati çeken Sanlı, müracaat ettikten sonra taksitlerini tam olarak yatırarak borcunu bitirenlerin sayısının az olduğunu söyledi. Sanlı, bilançolarda, kayıtlarda görüldüğü halde işletmede mevcut olmayan kasa rakamlarının ve ortakların üzerinde borç olarak görülen rakamların örtülü sermaye gibi nitelendirildiğini belirterek,  6552 sayılı Yasa’da bu tutarların da yüzde 3 oranında vergilendirilme ile düzeltme imkanı getirildiğini bunun daha kıymetli bir düzenleme olduğunu bildirdi. Kayıtlarda görülmesine rağmen işletmede mevcut olmayan stokların da düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Sanlı, yeni düzenlemede bu konunun eksik kaldığını dile getirdi.

MUHASEBECİLERİN TAHSİLAT SORUNUNA ÖZEL YAZILIM

Mesleki sorunlarının içerisinde haksız rekabetin ilk sırada yer aldığının altını çizen Sanlı, bunun başında ise tahsilat sorunu geldiğine dikkati çekti. Sanlı, zamana dayalı bir ücret tarifesi çalışması yaptıklarını, bunu ilgili bakanlığa sunacaklarını bildirdi. Bunun yanı sıra bir yazılım programı gerçekleştirdiklerini ifade eden Sanlı, şöyle konuştu: “Bir müşteri, diğer meslek mensubuna gittiği zaman öncekine borcu varsa devreye girecek bir sistem olacak. (Eski meslek mensubunun bu kadar alacağı vardı) diye yeni meslek mensubunu uyaracak. Bu yazılım programını zorunlu hale getirecek bir meslek kararı çıkardık ve Resmi Gazete’de yayımlandı. Hukuki altyapısı hazır. Bu yazılım programını kullandıktan sonra sözleşmelerimizi bankalara devredeceğiz. Meslek mensuplarının hak edeceği ücretler banka üzerinden tahsil edilecek. Bu kararı 1 Ocak 2015′te devreye sokmayı planlıyoruz.”

TÜRMOB ÇALIŞMALARI HAKKINDA

TÜRMOB’un Anayasanın 135. Maddesine bağlı olarak kurulduğunu anlatan Sanlı, yaptıkları çalışmalar hakkında ise şu bilgileri verdi: “1989 yılında kurulduk. İlk kurulduğunda 20 bin üyemiz vardı. Bugün Türkiye genelinde 85 odası, 95 bin üyesi ve 17 bin stajeri bulunuyor. Türkiye’nin bütün illerinde örgütlenmiş durumdayız. Odalarımızın kendi hizmet ve eğitim binaları var. Kurumsal tarihimiz 25 yıl ama bu sürede çok önemli çalışmalar yaptık. Eğitim ağırlıklı çalışıyoruz. 80 odamız kendi mülkünde faaliyet gösteriyor. Eğitim ve toplantı salonlarımıza özen gösteriyoruz. Genişleme yatırımlarımızda buna önem veriyoruz.Meslek içi ve dışı olmak üzere iki ayrı gurupta sorunlarımız var. Uluslar arası gelişmeleri yakından takip ediyoruz. 1994 yılında Uluslararası Muhasebe Federasyonu’nun üyesi olduk. Geçtiğimiz 18 Aralık’ta Avrupa Muhasebe Federasyonu üyeliğimizi kazandık. AB süreci içerisinde Türkiye’nin yürüdüğü yolda meslek olarak AB üyeliğine girmiş bulunuyoruz.”

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>