GELENEKSEL TIP YÖNETMELİĞİNE ELEŞTİRİ

 

IMG_1288

SEDA GÖK-ANKARA

 

Sağlık Bakanlığı, “geleneksel ve tamamlayıcı” tıp uygulamalarının hekimler ve diş hekimleriyle sınırlı olmak üzere uygulanmasına ve bunlara ilişkin klinik açılmasına izin veren yönetmeliği geçtiğimiz günlerde yayınladı. Yönetmelikle, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının yasal olarak yapılmasına imkan sağladı. Yönetmeliğe göre, sadece hekim ve diş hekimleri bu alanda sertifika almak şartıyla bu uygulamaları yapabilecek. Ancak yönetmelik beraberinde sistemin nasıl işleyeceği, bu alanda eğitimlerin nasıl verileceği ve sorumluluğun kime ait olacağı sorularını da beraberinde getirdi.

Yönetmelikte 14 uygulama, bunları kimin ve hangi şikayetlerin-hastalığın varlığı durumunda uygulanabileceğine dair bir ek yayınlandı. Buna göre, akupunktur (vücudun çeşitli yerlerine iğneler batırılması suretiyle yapılan tedavi), apiterapi (arı ve arı ürünleriyle yapılan tedavi), fitoterapi (geleneksel bilgilere dayalı bitki ve bitkisel tıbbi ürünlerle yapılan tedavi), hipnoz, sülük, homeopati (kişiye özgü normalde etki etmemesi gereken ilaçlar tasarlanarak hastaya verilmesi), kayropraktik (kas, omurga ve iskelet sistemine yönelik masaj benzeri müdahaleyle sinir sistemine etki etme), kupa çekme (hacamat), larva uygulaması (steril belirli bir tür kurtçuğun vücuda yerleştirilmesi), mezoterapi (cilt içine özel ilaç verilmesi), proloterapi (tahriş edici ya da çoğalmaya imkan veren özel ilaçların hasarlı bölgeye uygulanması), osteopati kas-iskelet sistemine, deriyi herhangi bir şekilde bozmadan müdahele edilmesi, ozon uygulaması (ozon ve oksijen gazlarının karışımının hastaya verilmesi), refleksoloji (refleks alanlarına elle yapılan basınçla masaj benzeri tedavi) yasal olarak yapılabilecek. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, kendisine bağlı sağlık kuruluşlarının ücret tarifelerini belirleyecek. Merkezler, sağlık mevzuatının tanıtım ölçütleri dışında bir şekilde tanıtım yapamayacak. Birimlerin denetimi İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılacak. Gerekli gördüğü durumlarda Bakanlık da denetim yapabilecek.

Bilim komisyonu kurulacak

Yönetmeliğe göre Sağlık Bakanlığı bünyesinde bu türden faaliyetleri yönetmek üzere bir “bilim komisyonu” kurulacak. Bu komisyon, müdahale yöntemleri ve olası yan etkiler konusunda görüş verecek. Uygulama yürütülen birimlerdeki standartlara ve teçhizatlara ilişkin konuları belirleyecek. Ünite açma başvurularını değerlendirip uygunluk verecek.  Tamamlayıcı ve geleneksel tıp uygulamaları, sadece bu alanda sertifika almış hekim ve diş hekimleri tarafından, bakanlıkça izin verilmiş ünitelerde-uygulama merkezlerinde yapılabilecek.

Türkiye Biyoetik Derneği Başkanı Prof. Dr. N. Yasemin Yalım, TİCARET Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede yönetmelikte net tanımlar olmamasını eleştirdi. Yalım, süreci değerlendirerek “Yönetmeğin adı “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp” olarak belirlenmiş. Bu doğru bir tamlama değil. Bu ikisi ‘ve’ bağlacı ile birleştirilemez. Alternatif tıp kelimesini burada kullanmamış olmalarından son derece memnunuz.  Tabii ki modern tıp bir yere geldi ve belirli şeyleri çok iyi başarıyor. Ama örneğin kanserde, Alzheimerde başarılı olunamadı. Bilim ve modern tıp bir noktada bunalıma girdi. Çok fazla bilimsel yenilik bulunamıyor; daha çok teknoloji gelişiyor. Böyle zamanlarda bu tarz geleneksel yöntemler ön plana çıkar ve başarı iddiasında bulunurlar” dedi.

Yönetmelikte yazan tedavilerin halihazırda kayıt altında olmadığını anlatan Yalım,  “Bunları uygulayanlar da merkezlerde çalışmıyorlar. Bu alanda ciddi bir kayıt dışılık var.  Bu tedavi yöntemlerinin ticari boyutunu bilemiyoruz. Bu yönetmelik ile bu tarz yöntemlere ilgi daha da hızlı büyüyecek. Çünkü Sağlık Bakanlığı bu yöntemleri meşrulaştırdı. O zaman hasta bunu talep edebilecek? Ama devlet bunun ödeyecek mi? Bu tedavi yöntemlerini devlet ödeyecek mi? Burada bir netlik yok” dedi.

“ZEMİNİ OLMAYAN BİR YÖNETMELİK”

Bu yönetmelikte sistemin nasıl işleyeceği konusunda belirsizliklerin olduğuna vurgu yapan Yalım, “Zemini sağlam olmayan bir yönetmelikten bahsediyoruz. Bunun nedeni de buradaki yöntemlerin bilimsel temellerinin sağlam olmamasıdır.  Örneğin, bu tedavi yöntemleri için tıp fakültelerimizde artık eğitim verecek miyiz? Türk toplumu geleneksel yöntemlere alışık. Sağlık hizmeti çok uzun yıllar toplumun her kesimine ve her yöreye ulaşamadığı için bir çare olarak köylerde bu sistemler uygulanmıştır. Ama bu Yönetmelikle önemli bir yanılma olasılığı ortaya çıkmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın bu meşrulaştırmasıyla halk bu yöntemlerin bazılarının bilimsel olarak kabul edildiğini ve modern tıbba dahil olduğunu düşünerek yanılabilir. Kavram karmaşası var. “Modern tıp hizmetini satın alamayanlar bu tedavilere satın alır” mantığı yanlış. Çünkü bunların çoğu ucuz tedavi yöntemleri değil” diye konuştu.

“EKSİKLİKLER KONUSUNDA LOBİ YAPILMALI”

Türk Tabipler Birliği ve YÖK’ün yönetmelikteki eksikliklere yönelik lobi yapması gerektiğini söyleyen Yalım, “Biz dernek olarak fikrimizi sorarlarsa söyleriz. Ama bu işin mücadelesinde YÖK devreye girmeli.  O zaman tıp fakültelerinde doktorlara bunları da öğretecek miyiz?  Nasıl sülük vurulur dersini öğrenciye verecek miyiz? Bunu üniversitelerin tartışması gerekiyor.  Bu konuda ciddi bir lobi yapılmalı.  Gayri meşru bir alanı düzeltelim derken yeni sorunlara yol açıldığı açıkça görülüyor; yani bir anlamda kaş yapalım derken göz çıkarılıyor” dedi.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>