“BİLİŞİMDE YERLİLEŞME VE MİLLİLEŞME HAMLESİNE HIZ VERMELİYİZ”

TBD_Genel_Baskani_Rahmi_AktepeTürkiye Bilişim Derneği(TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe, bilişimde yerlileşme ve millileşme hamlesine hız verilmesi gerektiğini söyledi.  Türkiye’nin yüksek katma değerli teknoloji üreten bir ülke olmasının önemine dikkat çeken Aktepe, bu bağlamda KOBİ’ler ile bilişimcilerin bir arada çalışması gerektiğini vurguladı. Başbakan Binali Yıldırım’ın Bilişim Kurultayı’nda 2017 yılını “Bilişimde Gelişim Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Aktepe, “TBD olarak biz de bu doğrultuda çalışmalarımıza hız verdik. Bilişim teknolojilerinin toplumsal ve ekonomik hayatta daha geniş bir alana yayılması ve tüm sektörlerde kullanılması için bilişim sektörünün stratejik sektör olarak değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.

TİCARET Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu olan Aktepe ile sektörün gelişimi, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ile sektörü geleceği üzerine konuştuk.

-Öncelikle TBD’nin yeni Genel Başkanı olarak bilişim sektörü ve bilişim teknolojilerine yönelik görüşlerinizi almak isterim.

Dünya son 10 yılda bilişim teknolojileri açısından hızlı bir değişim ve gelişim sürecine girdi. Türkiye olarak bu süreci yakalamamız için bilim özellikle bilişim teknolojisi üretmemiz, üretebilmemiz içinde insan faktörünü ön plana çıkarmamız gerekiyor.

TBD olarak 46 yıldır, Türkiye’nin teknolojik gelişimine yön vererek, ülkemizin dünya konjektöründe söz sahibi olmasına ve dünya standartlarını yakalamasını sağlamaya çalıştık. Türkiye’nin bilişim politikalarına yön veren sivil toplum kuruluşu olarak, dünyadaki gelişmelere paralel bilişim vizyonumuz oluşması için mücadele ediyoruz.

Bilişim sektöründe ve bilişim teknolojilerinde vizyonumuzu ülke olarak hayata geçirmek için, Türkiye’nin geleceği için öncelikle insana yatırım yapmalıyız. Bilişim çağında öncelikli olarak donatılmış nitelikli insan gücüne ihtiyacımız var. Gençlerimize yatırım yapmalıyız, ancak bu takdirde ülkemizin kendine ait yazılımı ve teknolojisi olur. Aynı zamanda bilim ve teknolojiyi katma değer oluşturacak şekilde üretime dönüştürmeliyiz.

Bilişim bugün fark ettiğimiz ya da fark edemediğimiz şekilde hayatımızın her alanında mevcut. İyi değerlendirilebilirse bilişim, eğitimden sağlığa, hukuktan üretime kadar tüm sektörlerde bir adım önde olma fırsatı sunuyor, hayatımıza değer katıyor. Verimlilik düzeyi; bir ekonominin elde edebileceği refah seviyesini dolayısıyla ekonomik büyüme hızını belirliyor. Bu nedenle, mal, finans ve işgücü piyasalarının verimlilik düzeyleri ülkelerin küresel rekabet gücü ve ülke kalkınması açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye her ne kadar son yıllarda hızlı bir büyüme göstermiş olsa da ne yazık ki bu dünyadaki hıza yetiştiğimiz anlamına gelmiyor. Biz ne zaman kendi yazılımlarımızı hazırlar ve yerli üretime geçersek o zaman başarmış olacağız. Yalnızca ülke sınırları içinde değil yurtdışında da Tük yazılımcıların ürettiği, Türk teknoloji altyapıları kullanıldığı zaman Türkiye’nin gündemi bilişim olacak.

Cari açığımızı yerli bilişim çözümlerimiz ve yerli yazılım ile kapatma şansına sahibiz. Bu nedenle bilişimde yerlileşme ve millileşme hamlesine hız vermeliyiz. Türkiye artık yüksek katma değerli teknoloji üreten bir ülke olmalı. TBD olarak, bu konuda yapılacak her adımda öncülük etmeye ve üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Değişim ve dönüşüm için TBD olarak KOBİ’lere ağırlık vereceğiz yeni dönemde. KOBİ’ler ve bilişimcilerin bir arada çalışmalarını istiyoruz.

Başbakan Binali Yıldırım, Bilişim Kurultayı’nda 2017 yılını “Bilişimde Gelişim Yılı” ilan etti. TBD olarak biz de bu doğrultuda çalışmalarımıza hız verdik. Bilişim teknolojilerinin toplumsal ve ekonomik hayatta daha geniş bir alana yayılması ve tüm sektörlerde kullanılması için bilişim sektörünün stratejik sektör olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

-Türkiye’nin bilişim teknolojisi üretebilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?

Yerli yazılım bizim için çok çok önemli. Türkiye’nin birinci günden maddesi bilişim ve yerli yazılım olmalı. Türkiye 21’inci yüzyılda bir dünya gücü olarak var olmak istiyorsa bu ancak kendi teknolojilerini üretmesi ve uluslararası rekabet edebilen bir bilişim sektörüne sahip olmasıyla mümkün. Yerli yazılım üreten insan gücümüze ve KOBİ’lerimize sahip çıkmalıyız. Cari açığımızın önemli ölçüde azalmasının yolu milli ve yerli yazılımdan geçiyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek olan Ulusal Yazılım Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı, 2016-2019 yıllarını kapsayacak şekilde oluşturuldu. Stratejiyle, “Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Mekanizmaları ile İnsan Kaynaklarını Geliştirmek”; “Altyapıyı Güçlendirmek”; “Uluslararası Rekabet Gücünü Artırmak”; “Hukuki ve İdari Düzenlemeleri Yapmak” ile “Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları İle İlgili Düzenlemeler Yapmak” gibi 5 temel hedef başlığı altında 43 eylem maddesi belirlendi. Eylem planının acilen harekete geçirilmesi ve sonuçlarının alınmaya başlanması gerekiyor.

Bunun yanında bilişim sektörü stratejik sektör olarak tanımlanmalı. Bilişim teknolojileri stratejisi, büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmeli. Türkiye’nin tamamı genel teknoloji geliştirme bölgesi ilan edilmeli. Teknoparklar özel uzmanlık teknoparkları olarak sınıflandırılmalı. Yerli yazılım sektörü desteklenmeli.

-Sektörün Hükümetten beklediği orta vadeli ve uzun vadeli politikalar nelerdir?

Öncelikle devletin dünya standartlarında yerli yazılımların kullanılmasını teşvik etmesi gerekiyor. ‘Türkiye 3. Bilişim Şûrası toplanmalı.’ İlki 2002 ve ikincisi 2004 yılında toplanan Bilişim Şurası’nın üçüncüsü yapılarak bilişim ve iletişim sektörünün paydaşları bir araya gelmeli ve sorunlar ortaya konarak yeni stratejiler geliştirilmelidir.

Bilişim teknolojilerinden alınan vergiler sektörün büyümesini teşvik edecek, derinleşmeyi sağlayacak, ihracatı güçlendirecek ve yatırımların da önünü açacak şekilde değiştirilmeli ve vergi yükü azaltılmalı. TBMM Bilişim Komisyonu aktif hale getirilmeli, TBMM’deki komisyonlarda bilişim sivil toplum kuruluşlarına yer verilmeli. Yapılacak iç tüzük değişikliği ile TBMM’deki komisyonlarda sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün temsiline de olanak sağlanmasının sektörün öneminin ortaya koyacak çalışmalar yapılması ve sektörün önünü açacak gelişim alanlarının değerlendirilmesi açısından faydalı olacağı düşünmekteyiz. Bu doğrultuda biz de TBD olarak elimizden gelen desteği ve hizmeti vermeye hazırız.

- TBD’nin yeni dönem projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Her dönem birbirinden farklı proje ve programlarla bilişim sektörünün odak noktası olmaya devam ediyoruz. Yenilikçi ve sürekli gelişen yapımızla bu yıl da TBD BİMY’24 (TBD 24. Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri) 27-30 Nisan 2017 tarihlerinde “Bilişimde Gelişim, Bilişimle Gelişim” ana teması ile Antalya’da gerçekleştireceğiz. BİMY’24 Bahar Buluşması programında üzerinde duracağımız temel başlıklar ‘AR-GE, Üretim ve İstihdam’ olacak. Bu konular üzerine mevcut durum değerlendirmesi yanında geleceğe yönelik öngörüleri ele alarak kamu, özel sektör ve üniversitelerin katılım ve katkılarıyla farkındalık oluşturmak için çalışacağız. Ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara sunulmak üzere sonuç raporları da hazırlayarak gerekli bilgilendirmeyi yapacağız.

Kamu Bilişim Platformu–19 (19-KAMU-BİB) etkinliğini ise Eylül ayında düzenleyeceğiz. Etkinlik öncesinde kamunun güncel teknolojik konuları ile ilgili çalışma grupları oluşturacağız.

Geçtiğimiz yıl “Bilişim ve Demokrasi” temasıyla düzenlediğimiz ve Başbakanımız Binali Yıldırım’ın açılışını şereflendirdiği Bilişim 2016 – 33. Ulusal Bilişim Kurultayı’nı büyük bir katılımla gerçekleştirdik. Başbakanımız burada 2017 yılını “Bilişim ve Demokrasi” yılı ilan etmesi bizi motive etti. Bu yıl da Bilişim 2017 etkinliğini büyük bir katılımla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Geleceğimizin teminatı olan geçlerimizin oluşturduğu TBD Genç, yeni dönemde de çalışmalarına dünyadaki gelişmeleri takip ederek devam edecek. TBD Genç örgütlenmesi, okullarda eğitimler, seminerler ve farkındalık eğitimleri yapacak, iş fırsatları için üniversitelerle işbirliği içinde kariyer günleri düzenleyerek, girişimcilik projeleri ve yarışmaları ile gençlerimizi teşvik etmeye yönelik faaliyetlerini sürdürecek. 

-Bilişim konusunda son olarak söylemek istediğiniz şeyler nelerdir?

Sanayi 4.0’ın geleceğimizi nasıl şekillendireceği ve toplumun bu gelişimi nasıl benimseyeceği ile ilgili belirsizlikler var. Bu belirsizlikler karşısında bilişim sektörünün, akademik çevrelerin, şirketlerin ve hükümetin birlikte çalışması gerekmekte. İthalattaki yüksek katma değerli ürünlerin oranı yüzde 22.5 iken ihracattaki oranı yüzde 3.2. Bu dengesizliğin ortadan kaldırılması yine bilişim sektörünün katkısı ile olacaktır. Sektörün en önemli sorunları teknoloji üretememek, yurtdışına açılım, rekabet ortamının istediğimiz gibi olmaması. Teknoloji üretmenin yolu eğitim ve kalifiye elemandan geçer.

KOBİ’ler değişim ve dönüşüm konusunda önemli sorunları olduğunun farkındayız. KOBİ’lerin yönetişim konusundaki zafiyetleri olduğu kadar sektörün onlara karşı yanlış yaklaşımı olduğunu da biliyoruz. Yeni dönemde KOBİ ve bilişim firmaları ile daha da yakın ilişkiler içerisinde olacağız.

TBD tarafından Şubat 2015’te kamuoyu ile paylaşılan ‘Bilişim Sektörünün Siyasi Partilerden Beklentiler Raporu’nda yer alan 47 maddeden 34 tanesinin, 64’ncü Hükümet Programı’nda ve eylem planlarında yer alması sektörümüz ve ülkemiz açısından sevindirici. 65’nci Hükümet Programı’nda tamamının karşılık bulmasını bekliyoruz. Bilindiği gibi 2018 yılı onuncu beş yıllık kalkınma planının son yılı. Gelecek sene on birinci beş yıllık Kalkınma Planı çalışmaları başlayacak. Bu çalışmaların içinde aktif ve etkin rol alacak şekilde TBD bünyesinde uzmanlık grupları oluşturuyoruz.

Çocuklarımız Geleceğimizi Kodlayacak…

“Türkiye’nin geleceği için 2017′de gençleri ve çocukları bilişim sektörüne kazandıracak bir kampanya gerçekleştireceğiz. TBD olarak çocuklarımızın yazılım kodlamasını küçük yaşlarda öğrenmesini sağlamak istiyoruz. Çocuklarımızı teknoloji tüketen değil, teknoloji üreten çocuklar olarak yetiştirmek istiyoruz.

Temel amacımız geleceği tasarlayan, özgür düşünen çocuklar yetiştirmek. Çocukların robotları yaratan, o robotlara yazılımlar yazan çocuklar olarak yetişmesi lazım. Onun içinde çocukların özgür, araştırıcı bir anlayışla yetişmeleri gerekiyor. Bunu yapabildiğiniz zaman o robotları yaratabilirsiniz. Bu çocuklar aslında kendi geleceklerinin yanında ülkemizin geleceğini de kodlayacak. Ülkemizin teknoloji çağını yakalayıp, bilişim çağında üreten bir ülke olma şifresi bugünün çocuklarına kodlama öğretmekle başlayacak.”

Rakamlarla bilişim sektörü…

“Bugün artan ihracat miktarına rağmen ihracat gelirimiz azalıyor. Ortalama ihracatımız 2014 yılında kilogram başına 1,59 dolar iken, 2015 yılında 1,44 dolara ve 2016 yılı Kasım ayı itibarıyla 1,30 dolara inmiş durumda.

2015′te bilişim pazarı, yüzde 12 büyümeyle 78 milyar TL’lik hacme ulaşmıştı. Rakam, 2016′da daha da yükseğe çıkıyor. Bir önceki yıla göre büyüme oranı, yüzde 18′i bulacak. 96 milyar TL’ye ulaşması beklenen pazarın büyük aktörü, 64 milyar TL ile iletişim teknolojileri gelirleri, kalan kısmı ise bilgi teknolojileri gelirlerinden oluşması öngörülüyor.

Araştırmalara göre; 2015 yılına göre en yüksek büyüme, bilgi teknolojilerinin donanım ve yazılım kategorisinde gerçekleşti. Yazılım sektörünün toplam bilgi teknolojilerindeki payı, yüzde 35 seviyesine ulaştı. Telekom hizmetleri, tek başına yüzde 47 ile hâlâ toplam bilişim sektörü içindeki en büyük paya sahip. 2017 yılında büyüme trendinin devam etmesini bekliyoruz.”