İŞVEREN, ASGARİ ÜCRETE ‘EK KART’ ÇIKARDI

Türkiye’de 13 milyon sigortalının 6 milyonunun asgari ücretle çalıştığını belirten Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, bu asgari ücretlilerin de tamamının hak ettiği ücreti alamadığını kaydetti.

Bazı işverenlerin işçiye asgari geçim indirimini vermediğini ifade eden İnanç, bazı işverenlerin ise maaşı prosedüre uygun bir şekilde işçinin hesabına yatırıp, sonrasında kendilerine çıkarttırdıkları ek karttan bir kısmını çektiğini söyledi. İnanç, “Bu işyerlerini isimleri de bizde mevcut. İşçi arkadaşlarla konuşup şikâyet edin dediğimizde korkuyorlar. Bimer’e yazdıklarında sahte isim kullanıyorlar. O zaman da takibi mümkün olmuyor. Biz ilgili yerlere şikayette de bulunduk.

Örneğin; hazır giyim konusunda faaliyet gösteren bir firmada örgütlenme sürecinde bazı işçilerin 10 yıldır sigortasının olmadığını tespit ettik. Hem de bu kişi orada diğer işçilerden farklı bir konumda, işveren tarafından seçilmiş-yetkilendirilmiş bir kişi. Sigortası olmadığı için bu işçiyi üye yapamadık.  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na konuyu bildiren bir yazı yazdık. Bakanlıktan gelen raporda biz haksız çıktık. Fabrikadaki tabloyla ilgili olarak Bakanlığa şikâyette bulunduk.  Bakanlıktan fabrikaya giden müfettişler işçilere;  “İşveren buraya bir fabrika açmış, sizin sendikayla ne işiniz var” diyor. Bunu söyleyen Çalışma Bakanlığının müfettişleri…  En son yürüttüğümüz bir çorap fabrikasındaki örgütlenmemizde de benzer ve ciddi sıkıntılar yaşadık. Ancak bu işveren farklı ilişkilerle yargıda bizim bazı arkadaşlarımıza işyerine 100 metre yaklaşmama cezası aldırttı” diye konuştu.

ÜNLÜ MARKALAR: YA SENDİKALARLA ANLAŞIRSINIZ YA DA SİPARİŞLERİ ÇEKERİZ

100 metre yaklaşmama cezası sonrasında işçilerin yaşadıkları sorunları işverenin üretim yaptığı markalara bildirdiklerine vurgu yapan İnanç, “Markalar, fabrika yetkililerine; ‘Ya sendika yetkilileriyle anlaşırsınız, ya da tüm siparişlerimizi geri çekeriz’ şeklinde bir geri bildirimle sendikamızın haklılığını tescilledi. Bu markalarda dünyaca tanınmış büyük mağaza zincirleri olan markalardı” dedi.

TEKSTİL İŞSİZLİĞİ SÜRGER GİBİ EMİYOR

“Bu ülkeyi yönetenler sektörle ilgili yeni önlem almazlar ise, daha çok işsizlikle mücadele edecekleri anlamına geliyor.  Bu sektörün devleti yönetenler tarafından desteklenmesi ve hor görülmemesi gerektiğine inanıyoruz” diyen İnanç, tekstil sektörünün otomotiv ile karşılaştırılmaması gerektiğini kaydetti. Tekstil sektöründe katma değerli üretimin daha yüksek olduğunu hatırlatan İnanç, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan Nisan ayı işsizlik verilerinin yüzde 10.5’e düşmesi ve işsizlik verileri düşüyor açıklamasının perde arkasında tekstil sektörü yer almıştır. Bu sektör işsizliği sünger gibi emiyor. Otomotiv sektörü evet ihracatta birinci sırada ama bu dışarıdan gelen parçaların birleştirilip satılması sonucunda oluyor. Ancak tekstil sektörü katma değeri daha yüksek bir sektör” dedi.

YENİ BAKANDAN ÖNCELİKLİ BEKLENTİMİZ; KIDEM TAZMİNATI FONU

Kıdem Tazminatı Fonu’nun biran önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen İnanç, kurulmaması halinde ise Türkiye’de kıdem tazminatına erişim noktasında daha da sıkıntı yaşanacağını söyledi. İnanç, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:  “Gündemden düşürülmesine konfederasyon ve sendikaların da yardımcı olması bizleri üzmüştür. Bu ülkede kıdem tazminatına ulaşımda sorunlar var. Çalışanların çok az bir kısmı kıdem tazminatını alabiliyor. 4857 sayılı yasanın dışında kalan çalışanlar, taşeron işçiler, süresi belirli hizmet akdi yapılan işçiler kıdem tazminatına ulaşamıyor. Bu aslında 13 milyon sigortalı çalışan insana haksızlıktı. Çalışma Bakanı bu konunun üzerine gidiyordu, şimdi bakan da değişti. Ayın 13’ünde taraflar görüşlerini belirteceklerdi, bakanlık açıklama yapacaktı o da gerçekleşmedi. Şimdi ise yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızdan beklentimiz bu olacak.”

KAYITDIŞILIKTA SURİYELİ ÇALIŞAN GERÇEĞİ

Tekstil sektöründe kayıt dışılığın çok yüksek olduğunu ve Suriyeli işçileri 500-600 TL’ye çalıştırmanın Türkiye’ye yakışmadığına da vurgu yapan İnanç, “Türkiye’de Suriyelilerin çok kötü şartlarda çalıştırıldığına dair BBC haber yapıyor, Avrupa sendikaları ülkemizi sürekli bu konudan dolayı eleştiriyor” dedi.

TEKSTİLDEKİ İŞVEREN YURTDIŞINA KAÇIYOR

Tekstil sektöründeki işverenlerin yatırımlarını yurtdışına yönlendirmelerinin çözüm olmadığına da değinen İnanç, “Artık Avrupa’daki markalar Sanayi 4.0 dolayısıyla kendi ülkelerinde üretim yapmaya başladı. Öyleyse Türkiye’deki yatırımcılara, ‘Ucuz iş gücü aramak için dolaşmayın’ diyoruz. Yatırımı Türkiye’ye getirin, intibak etmeye çalışın ki; maliyet ve markalaşma anlamında Avrupa’ya fason üreticisi olmayalım, kendimiz üretelim. Üyelerimiz ünlü bir markanın kotunu dikiyorlar. O marka kotu 20 Euro’ya yaptırıyor. Ancak mağazasında 600 TL’ye satıyor. Bu Avrupa markası Türkiye’de 20 euro’ya hem üretimini yaptırıyor, hem de 600 TL’ye satışa sunuyor. Eğer Türkiye’deki üreticiler, işverenler bir şekilde markalaşamazsak veya sanayi 4.0’a uyum sağlayamazsak tekstil sektöründeki tehlike daha büyük diyoruz.  Bu da Türkiye’nin sorunu ve bu sorunu da hep beraber aşmamız gerekiyor” diye konuştu.

öziplikiş görüşme