GÜVENSİZ ÜRÜNE KARŞI ‘SIFIR TOLERANS’

GÜNDEME DAİR…

 

 

Tüm dünyada 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü olarak kutlanıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı tüketici hakem heyetlerine 2017 yılında toplam 590 bin 736 başvuru yapılmış, 636 bin 906 adet karar verilmiş. Tüketici hakem heyetleri kararlarının yüzde 77’si tüketici lehine, yüzde 23’ü tüketici aleyhine çıktığını görüyoruz.

2017 yılının sonlarına doğru tüketici hakem heyetlerine başvurularda parasal sınırı ilçeler için 4 bin TL’ye, iller için ise 6 bin TL’ye yükseltildi. 2018 yılında yeniden değerleme oranında arttırılan bu rakamlar ilçeler için 4 bin 570 TL, illerde ise 6 bin 860 TL oldu. Tüketici hakem heyetlerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili çalışmalar ise devam ediyor.

Gerçekleştirilen denetim faaliyetleri sayesinde Bakanlığın sorumluluğundaki ürünlerde güvensizlik oranı 2011 yılında yüzde 38,6 iken, 2016 yılı itibariyle bu rakam yüzde 2’ye gerilediği görülüyor.  Beş yıllık çabanın sonuçları rakamlara yansımış.  2017 yılında ise bu oranı yüzde 0,35’e kadar indiğini görüyoruz. 2017 yılında Alo 175 Tüketici Danışma Hattı üzerinden yaklaşık 340 bin çağrı cevaplanmış.   Hedef; etkin denetimlerle bu oranı mümkün olduğunca sıfıra yaklaştırmak…

 

Devletin kurumları ve yasalar, tüketicilerin haklarını korumak için var. Ancak bunlar kadar önemli olan bir husus da tüketiciyi kendi bilincinin koruyabileceği gerçeği.  Bilinçli tercihlerde bulunmak, tüketicinin parası kadar elindeki en büyük gücü durumunda…

Bugün birçok üründe tağşişi, hileyi, merdin altı üretimi konuşuyoruz.  Gün geldi, ilgili kurumlar bunu yapan firma ve işletmeleri deşifre etti, cezalar kesti. Peki, bu çözüm oldu mu?

 

Bu noktada tüketici bilinci devreye giriyor.  Tüketici;  bilinç sayesinde, parasının karşılığını alabilir, hileli ve ayıplı malların tuzağından kurtulabilir. Bu bilinç aynı zamanda haklarını bilmek kadar, iyi ile kötü ürünü-hizmeti ayırt edebilmek anlamına da geliyor.  Bunun için toplumun bu alanda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekiyor.

 

Günümüzde artık bilişim dünyasının imkânlarını kullanarak, fiyat ve kalite karşılaştırması yapabiliyoruz. Alacağımız uçak biletinden kalacağımız otele, tatile ya da basit bir ev eşyasına kadar birçok üründe bu imkâna sahibiz.  İnternet ve sosyal medyayı da burada doğru kullanmamız halinde;  bilinçli tüketiciler için fırsatlar sunuyor. Unutulmaması gereken bir değer de ekonominin ana dinamiğinin yüzde 60 ‘ını iç tüketimin oluşturuyor olması…

 

Son yıllarda e-ticaretin kullanımı hızla artarken, e-ticaret şirketleri de çoğaldı.  Ticaretteki bu dönüşümde tüketicilerin mağdur olmaması ve güvenle alışveriş yapabilmesi için adımların artık hızlanması gerektiği aşikar. Bu yüzden dünyada, “tüketici demokrasisi” kavramını daha fazla duyar hale geldik.

 

Aslında bilinçli ve ne istediğini bilen tüketici kesimi,  üretim kesimi için de önemli bir dinamik konumunda. Çünkü bu sayede pazarın ihtiyaçları sürekli takip ediliyor, atıl ve gereksiz yatırımlar yerine kaynakların akıllıca kullanıldığı bir ekonomik altyapı destekleniyor.  Bu nedenle bilinçli tüketici ülke ekonomisinin önemli yapı taşlarından birisi olarak kabul edilerek hareket edilmeli.

 

O halde, tüketicinin haklarından söz ederken, aynı zamanda sorumlulukları olduğunu da hatırlatmalı

ve bunların farkında olmalarını destekleyecek çalışmalara ağırlık vermeliyiz. Başta Gümrük Bakanlığı olmak üzere ilgili birçok kurumun yürüttüğü denetimler ve bilgilendirme çalışmaları burada önemli bir görev üstleniyor.

“Güvensiz ürüne karşı sıfır tolerans” ve “Bilinçli tüketici, basiretli tacir” anlayışının her platformda vurgulanmasına devam!…