“ANADOLU’DAKİ ‘KADIN KAPLANLAR’ UYANIYOR”

 

 

IMG_6634

 

Aysel Öztezel, kadının her alanda daha fazla yer alması için çaba harcayan bir STK gönüllüsü… Son dönemde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Üyesi ve Park Bornova Outlet Center Genel Koordinatörü olarak görev yapan Öztezel’in bu alandaki tecrübesi üzerinden Türkiye ve İzmir’deki kadın girişimcilik hikâyesine ışık tuttuk.

 Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

İzmirli; iki çocuğu, iki torunu olan ve 12 yıllık iş hayatı geçmişine sahip bir sivil toplum kuruluşu(STK) gönüllüsüyüm.  STK’lara çok büyük bir bağlılığım ve inancım var. Uzun yıllardır İzmirli olmanın verdiği cesaretle ve İzmir kadını olmam nedeniyle çekinmeden çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev yaptım.

Bu konuda başta yürümeyi hedefleyen bir yapım var. Bu hırs mı? Olabilir. ‘Ben yaparsam, herkes yapar’ düşüncesine sahibim.

Uluslararası bir kuruluşun öncelikle bölge başkanı oldum. Sonra işi biraz daha büyütüp Türkiye başkanlığına kadar yürüdüm.

İş hayatına neden bu kadar geç girdiniz?

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyumdur. Zaten okurken evlendim. Hemen bir evladımız oldu. İki yıl bir basın tecrübem oldu. Gazetecilik yaptım. Daha sonra da ikinci çocuğum dünyaya geldi. Hayat koşulları nedeniyle iş hayatından uzak kaldım. Ama iş hayatının bilinci ve disiplini ile STK’larda yöneticilik yaptım. Bugün emekliyim. Herkesin emekli olduğu yaşta ben iş hayatına girdim.

Peki, süreç sonra nasıl işledi?

STK’ların dışında bir yıl siyaset tecrübem oldu. Çünkü siyasette kadının yerinin olmadığını o yıllarda daha da belirgin şekilde hissediyordum. Kadın yönetici olarak iki buçuk yıl bir partinin Konak İlçe Başkanlığı görevini yürüttüm. Sonra da il yönetiminde ve MYK’da bulundum. İzmirli bir kadın olarak milletvekilliği yarışına girebilirim diye düşündüm. Ama parti barajı geçemedi. Çok güzel bir kadro idi. Gerçek İzmirlilerin olduğu bir kadroydu. Sonrasında başka yönlere gitmem lazım diye düşünüp, kendimi iş hayatında buldum.

Park Bornova Alışveriş Merkezi bir yan kuruluş olarak aile işletmemiz içinde hizmet veriyordu. Asıl işimiz bu değildi. Ama kardeşlerimle birlikte oturup Park Bornova için ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Kan kaybediyordu, acaba birlikte bir şeyler yapabilir miyiz dedik. Onun üzerine iki kardeşim yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak yola çıkınca ben de genel koordinatörlük görevini aldım. Böylece Park Bornova’da iş hayatına başladım. Alışverişin içinde olmak bir kadın olarak güzel bir şeydi. İletişim eğitimim ve başarım, STK’larda aldığım disiplin ve yöneticilik anlayışı ile iş hayatında çıktığım yolda gerçekten 2006-2007’de bir trend yakalayıp bugünlere kadar geldik. Bu kadar rakibin bu kadar güzel binaların ihtişamı içinde halen belirli bir kitleye hitap ediyoruz. Müşterinin cebinin de dostu olarak yola devam ediyoruz.

TOBB ile yollarınız nasıl kesişti?

İş hayatına girince ticaret odasına kayıt oluyorsunuz. İzmir Ticaret Odası ile ilişkiler gelişiyor, insanlar sizi fark ediyor. Bir şeyler yaptığınızı ve yapmak istediğinizi görüyorlar. Bu süreçte nüfusumu bir kenara koydum. İzmir Ticaret Odası’nda o zamanlar kadın iş konseyi vardı. Orada hemen meclis başkanı oldum ve uzun bir süre meclisi yönettim.

TOBB’un seçimlerinde konuyla ilgili koordinatörlük görevi İzmir Ticaret Borsası’na verildi. Seçimlerde aday oldum. Adaylığım teveccüh gördü ve başkan seçildim. İki dönemdir bu görevi yürütüyorum.  Çok güzel şeylere imza attık. Bir icra kurulu oluşturduk. Aliağa, Tire, Torbalı ve Selçuk’tan gelen arkadaşlarımız var.

O dönemde TOBB’un üst kuruluna da seçildim. Gerçekten çok onur verici idi. Orada da mutat toplantılar yapıldı ve bu toplantılar neticesinde ortak çalışmaların yapılmasına karar verildi. Kadın ve genç girişim oluşumu bugün 81 ili kapsıyor.

Her kentin kendine göre kadın ve genç girişimci kurulu var. Bunu da TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na borçluyuz. Güzel bir iş yaptığımıza inanıyorum. Çünkü tamamen kadına ve gençliğe yönelik. Kadını yüreklendirmek, kadını iş hayatına, sosyal yaşamın içine daha fazla dahil etmek gibi de bir sorumluluk taşıyoruz.

İlk toplantınızı yaptığınızda İzmir’deki kadın ve kadın girişimcilik konusunda nasıl bir tabloyla karşılaştınız?

Açık söylemek gerekirse; en talihli şehirlerden biri İzmir… Çünkü İzmir’de sadece TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu yok, İzmir’de kadınların bir araya geldiği çeşitli dernekler ve kuruluşlar var. Onlarla da işbirliğine girdik.

Peki, sonuç ne oldu?

Onlar da TOBB üyesi oldu.  Bir derneğin başkanıydılar ama iş kadını oldukları için TOBB bünyesine de geldiler. Çok keyifli bir ortam oldu ve bu başarımızın da nedeni oldu.

Siz göreve geldiğinizde üye sayısı neydi, bugün bu sayı nedir?

80 üye ile başladık. Şu anda 200’ün üzerinde sayıya ulaşan üyelerimiz ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Toplantılarımıza katılanların çok keyif aldığını görüyoruz. Çünkü ciddi konuşmacılar getiriyoruz. Kimse koltuğa tesadüfen oturmuş değil. Onların ufkunu açıyoruz.

Şuan da yürüttüğünüz projeler neler?

Geldiğimizde önce eğitimlere önem verdik. Finans başlığından tutun da bir iş kadının nasıl davranması gerektiği, nasıl giyinmesi ve hitap tarzına kadar… Bu konuların üzerinde çok durdum. Çünkü hayatımda hiçbir toplantıya ceketsiz gitmedim. Dolabımı açtığım zaman sadece ceket var. 40 senedir STK’cıyım. Herkes Aysel’in ceketleri diye konuşur. Bunu önemseyen biriyim.(Gülerek…)

Kaç tane ceketiniz var?

Mevsim değişikliğini de düşünürseniz 45 tane. Ben kendime değil aslında gelene ve karşımdakine önem veriyorum. Bana bu şansı ve zamanı veriyorsa; ben de onların gözüne beynine hitap edecek şekilde olmaya gayret etmeliyim. Üyelerimiz; finans ve davranış başlığından yola çıkıp yeme-içme kültürüne kadar farklı başlıklarda eğitimler aldılar, aldık. KOSGEB, İŞKUR ile ilişkilerimizi güçlendirdik. Bu ilişkilerde mutlaka desteklerini beklediğimizi ifade ettik. Onlardan da eğitim programları aldık ve değerlendirdik.

Çok önem verdiğim internetten satış yapan ‘Ben Yaptım Grubu’ var. Bu grup tamamen hanımlardan oluştu. Gıda haricinde internet üzerinden iş yapabiliyorlar. İzmir’de çok ses getirdi. İzmir Ticaret Borsası(İTB) işbirliğiyle bunu bir program haline getirdik.

Bu girişim ve projelerle kaç kadının hayatına dokundunuz?

En az 500 kadının hayatına dokunduk. Bu kadınlarımızın sorunlarını da dinledik. Bu kadınlara önce kendilerinin çalışıp, çocuklarına örnek olması gerektiğini anlattık. “Önce sen çalışacaksın, önce sana evlatların saygı duymayı öğrenecek. Eşine ikinci bir el olacaksın” dedik.

Tespitlerime dayanarak şunu ifade etmek istiyorum ki; bir evde iki insanın mutluluğunun yarı nedeni mali durumdur. Eşler anlaşarak evlenmiş olsalar dahi bu konuyu eğer halledememişlerse sorunlar belli bir süre sonra başlıyor. Çocuklar bir şeyler istiyor, sen istiyorsun…

Sosyal medya diye dayanılmaz bir olay var karşımızda. Bunların karşısında durabilmek sadece bir erkeğin işi değil. Bu işi eğer yapacaksak birlikte yapmamız gerekiyor. Madem nüfusun yarısı biziz,mademki fotoğraflarda bizim de olmamız gerekiyor o zaman bu mücadeleden kaçmak olmaz.

‘Ben Yaptım Grubu’nu inanılmaz boyutlara getirdik. Her geçen gün mağaza ve dükkân sayısı yükseliyor.

Genç Başarı diye bir işbirliğimiz var. TOBB kadınları olarak lise ve ortaokullarda belirli buluşlara mentörlük yapıyoruz. Bu belirli projelerde çocuklar bir yarışmaya giriyor, onların içinden önce şehirlerden birinciler seçiliyor. Onlar İstanbul’da toplanıyor, bir fuar anlamında eşyalarını sunuyorlar, neler yaptılarsa çılgın buluşlar çıkıyor. Şirket kuruyorlar.

Girişimci avı gibi…

Kesinlikle… İlk İzmir örneğiyle yola çıkıldı. Şimdi 12-13 vilayette de yapıldı. Onları sergilemeleri için İzmir’de kendi AVM’miz içinde hafta sonu yer açtık.

Niye sadece İstanbul’da oluyor? İzmirliler de buna hazırdı. Diğer arkadaşlar da diğer AVM’leri harekete geçirsin. Bizi bir görsünler bir örnekleme olalım, bir ilki yaşatalım istedik. Üç yıldır İzmir’de fuar yapılıyor.

Hiç para almadan mı bu alanı açıyorsunuz?

Sosyal yaşamın içinde,  birilerine dokunmak istiyorsan bunu da böyle sağlaman lazım… Örnek teşkil etmelisin. Dilediğini yapmazsan, örnek olamazsın. Genç Başarı da Atatürk Lisesi’nden bir grup İzmir birincisi oldu. İstanbul’a gitti ve Türkiye birincisi oldular. Şimdi de Silikon Vadisi’ne gitmek üzere hazırlık yapıyorlar. Artık biz Genç Başarı’yı onlara teslim ettik, oradan yürüyorlar. Bu projenin sürdürülebilir ve devamlılık arz etmesine çok önem veriyorum.

9 Eylül Üniversitesi ile işbirliğimiz var. Bunu Türkiye geneline de yaydık. Dördüncü sınıf öğrencilerine rol model kadınlar olarak ders veriyoruz. Ancak gençler hep karamsar. ‘Ne yapacağız, ne edeceğiz ya da biz çok kolay yoldan zengin olacağız’ diyen gençlere de aynı şeyi öğretiyoruz.

Hemen girişimci olmak demek, gelişmek demek bir iş kurmak demek değil. Öncelikle bir yerlerde bir deneyim geçirmen gerekiyor. Çünkü o elindeki birikimi kaybettiğin an bir daha geri dönemezsin. Kaybetme riski de var. Girişimcilikte mutlaka bir birikimle yola çıkman veya dediğim gibi KOSGEB desteğini alman, İŞKUR’u belirli noktalarda takip etmen lazım. Onun için öncelikle yaşın da uygunsa bir deneyimden geç. Önce bir iş hayatını gör.

Bir kadın CEO’nun, bir kadın genel müdür veya bir kadın genel koordinatörün de girişimci olduğuna inanıyorum. Bir yerde çalışmaktan üzüntü duymamalıyız. Tam tersi eğer o mevkileri yakalayabiliyorsan sen zaten girişimci ruhunu orada ispat etmişsindir.

Yani maaşlı çalışarak da girişimci olunur…

‘Maaşlı çalışarak da girişimci olunur’u destekleyenlerdenim. Aynen öyle. Herkesin iş kurmasına çok fırsatı olduğuna inananlardan değilim. Bu kadar açık…

2030 yılında kadının ekonomiye katkısının 5,8 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Türkiye, bu rakamdan ne kadar pay almayı hedefliyor?


Türkiye’de kadının iş gücüne katılımı konusunda patlama yaşanıyor. En azından bir sürü kadın kendine yol haritası çizmeye başladı. Bunda bizim yaptığımız rol model çalışmaların da etkili olduğunu düşünüyorum.

Kadın artık kendi yol haritasını, çalışma planını çıkarmaya başladı diyebilir miyiz?

Öğrenmenin yollarını bulmaya başladı. Çırpınan bir kadın ordusu var. Fark ettiğim bir kadın gücü var. Üst kurullar, kadın gücünü kullandırabilme fırsatını vermeli.

Üst kurul derken, neyi kast ediyoruz?

Hükümeti, işyerlerini… Kadın istihdamını geniş tutan anlayış içinde yürünürse kadının şansı daha çok yükselecek.

Türkiye’de 1 milyon 200 bini aşan girişimciden sadece 109 bini kadın. Türkiye koşullarında rakam ne olmalı?

TOBB’da girişimci kadın olarak bu rakam 6 binin üzerinde… Bu rakamların daha da artması gerekiyor.

Gerçekçi olalım bu aktif girişimci sayısı mı yoksa kâğıt üzerinde kalan bir veri mi?

Büyük toplantılardaki ilgiyi görseniz inanamazsınız. Sadece 3-4 büyükşehir diye düşünmeyin. Ben yeni arkadaşlarımı Şırnak, Van ve Trabzon’da buldum. Böylesi bir başka dünya var.

O halde Anadolu’daki ‘kadın kaplanlar’ uyanıyor diyebilir miyiz?

Aynen… Farklı şehirlere kaçıncı kez konuşmacı olarak gittiğimi unuttum. Onların potansiyelinin farkındayım. Bu kadınlarımıza anlaşılabilir bir dil ile ulaşmak gerekiyor.

Türkiye’nin 2020-2030 büyüme hedefleri içinde kadına yönelik nasıl bir hedef belirlendi? TOBB’un nasıl bir hedefi var?

Kadın çalışmalarımıza yönelik olarak yeni dönem başkanımız mutlaka bir açıklama yapacaktır. Ama ben inanıyorum ki Sayın Hisarcıklıoğlu önderliğinde genç ve kadınları fotoğraflarda daha üst noktaya getirmek için ciddi programlar illerdeki arkadaşlara sunulacaktır. Takdir edersiniz ki seçim daha yeni oldu, proje bazında önümüzdeki döneme ilişkin hiçbir şey konuşulmadı.

Yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?

Üst kurulda kalmayı çok istiyorum.

Peki, bu yeni dönemde İzmir’den çıkacak başka projeler olacak mı?

Bir kere mevcutların devam etmesini fevkalade isterim. Bunlar sürdürülebilir konular olduğu için mutlaka devam ettirilmeli. Düşüncelerimizi sunmaya devam edeceğiz.  İzmir durmaz. Ben olmasam da İzmir durmaz. İzmirli kadın böyle bir yapıda… Eğitime devam, kadını yüreklendirmeye devam, girişimci kadınları keşfetmeye devam. Sloganımız bu olmalı.