ESİAD RAPORU GERÇEĞİ O KADAR GÜZEL ANLATMIŞ Kİ….

SEDA GÖK

 

 

Ege İş İnsanları Derneği(ESİAD), her yıl özel araştırma dosyaları ve anket çalışmaları hazırlar. Bu çalışmalar biz ekonomi gazetecileri için her zaman iyi birer haber kaynağı oldu, oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye ekonomisine ilişkin 2021 yılı ESİAD Beklenti Anketi kamuoyu ile paylaşıldı. Öncelikle emeği geçen herkese teşekkürler…

Anketin sonuçlarını ayrıntılı olarak inceleme imkanım oldu. Ankete göre Egeli iş dünyasının, 2021 Türkiye GSMH büyüme oranı beklentisi yüzde 4 seviyesinde. Bu yıl Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) enflasyon beklentisi yıllık yüzde 13.5, Üretici Fiyat Endeksi(ÜFE) enflasyon beklentisi 14.8, işsizlik oranı beklentisi ise yüzde 16 olarak tahmin edilmiş. İşsizlik vurgusu yapan iş dünyası, bu anket ile vermek istediği mesajları çok net bir şekilde vermiş.

ESİAD üyeleri önümüzdeki dönemde en büyük risk olarak COVID-19 salgınını görürken, 2021 yılında öncelik verilmesi gereken konuları hukukun üstünlüğü, ekonomik istikrar, COVID-19 salgını ve dış politika olarak sıralıyorlar.

Anket çalışmasında dikkat çeken bir diğer önemli husus yatırım kararını etkileyecek konular başlığında idi. İlk sırada kurlardaki oynaklık gösterilmiş. Daha sonra sırasıyla COVID-19 salgını maliyetlerdeki artış ve bunun piyasaya yansıtılmaması ve finansmana erişim olarak vurgulanıyor.

 

2020 yılı sonuna doğru hukuk ile makro ekonomi başta olmak üzere reform açıklamalarıyla birlikte normalleşme beklentilerinin oluştuğu, ancak önümüzdeki dönemde bu beklentilerin daha somut adımlarla ele alınmasının önemli olduğu aşikar.

İş dünyası buradaki beklentilerini hukukun üstünlüğü, yargı ve kurumların bağımsızlığının yerleşmesi için adımların atılması, söylemde kalmadan ve liyakat ilkesi ile birçok alanda ele alınması gereken yapısal reformların hızla uygulanması olarak özetlemiş.

Son yıllarda tüketim harcamalarının artırılması gayesiyle düşük reel faizli parasal genişleme sonrasında yüksek enflasyonla ve dolarizasyon etkileri ile karşılaşan iş dünyası, doğrudan yabancı yatırımlar ile kaynak girişine imkan verecek güven ortamının ve tüm alanlarda öngörülebilirliğin sağlanmasına vurgu yapıyor.

Buradaki öncelikli hedefin ise önümüzdeki dönemde enflasyonla mücadele ve kısıtlı kaynakların üretim ile ihracatın artırılmasına yönlendirilmesi olmasını istiyorlar. İş dünyası ayrıca bu yıl serbest ticaret anlaşmalarının hızla artan önemi sebebiyle Türkiye’nin dış politikada işbirliklerini ve alternatiflerini artırmasının gerekliliğinin altını çiziyor.

Aynı çalışma kapsamında İzmir özelinde de önemli başlıklar dikkat çekiyor. Anket özelinde 2021 yılında İzmir’de yatırım potansiyeli bulunun 4 sektör olarak gıda ve tarım, sağlık, enerji, bilgi iletişim teknolojileri olarak belirtiliyor.

İzmir’de öncelik verilmesi gereken 5 konu başlığı ise; kentsel dönüşüm projeleri, şehir içi ulaşım, dijital altyapı yatırımları, 2. Çevreyolu Metro/raylı sistemi ağı genişletilmesi olarak sıralanıyor.

İzmir’e daha fazla yabancı yatırım çekilmesinin önündeki engeller olarak ise firma ölçeklerinin yetersizliği altyapı sorunları ilgili sektörlerde ihtisaslaşma / kümelenmenin yetersizliği teşviklerin yetersizliği İzmir’e ulaşımın zor olması ile nitelikli işgücü olarak ifade ediliyor.

 

Kısacası bu yıla ihtiyatlı bir iyimserlik içinde giren iş dünyası aslında bu anketin sonuçları ile kanaat önderlerine ne yapmaları gerektiğini o kadar yalın anlatmış ki…