“KARBON FİYATLANDIRMA SİSTEMİNİZİ HAYATA GEÇİRİN”

EMRE0613

 

Avrupa Birliği(AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, Yeşil Mutabakat kapsamındaki uyum çalışmaları sürecinde Türkiye’nin kendi Karbon Emisyonu Fiyatlandırma Sistemi’ni devreye alması gerektiğini söyledi.

Uluslararası Medya Zirvesi kapsamında İzmir’de bir araya geldiğimiz Landrut, TİCARET Gazetesi’nin sorularını yanıtlandırdı. Landrut, “Gümrük Birliği çerçevesinde herhangi bir sürtüşme olmaması ya da sürtüşmelerin azaltılması amacıyla da Türkiye’nin kendi Karbon Fiyatlandırma Sistemi’ni hayata geçirmesi gerekiyor ki sınırlarda herhangi bir sıkıntı yaşanmasın, üretimde fiyat artışı nedeniyle Türkiye sıkıntıya girmesin” dedi.

AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamındaki yeni düzenlemelerini ve bu bağlamda Türkiye’nin karnesine ilişkin tespitlerini paylaşan Landrut, Gümrük Birliği çerçevesinde herhangi bir sürtüşme olmaması ya da sürtüşmelerin azaltılması amacıyla Türkiye’nin kendi karbon fiyatlandırma sistemini hayata geçirmesi gerektiğini söyledi. Landrut, “Hepimiz biliyoruz ki küresel ısınmanın birtakım etkileri var. Karbondioksit emisyonlarını da en çok bu küresel ısınmanın etkilediğini de biliyoruz. Ayrıca ekonomimizi karbonsuzlaştırmamız gerektiğini, emisyonun azaltılması gerektiğini de çok iyi biliyoruz. Bu yüzden, Avrupa Birliği’nde de karbon emisyonlarının azaltılması için en önemli araç, Emisyon Ticaret Sistemi adını vererek hayata geçirdiğimiz çalışma. Bu kapsamda da aslında karbondioksit emisyonları fiyatlandırılıyor, bunun bir fiyatı, karşılığı oluyor. Dolayısıyla da yeni teknolojiye, yeni araştırmalara emisyon salınımını azaltılması amacıyla yatırım yapılmasını gerektiren bir sistem. Fakat önlemeye çalıştığımız şöyle bir şey var. Örneğin; karbondioksit fiyatlandırıldığı için bu defa da Almanya’da üretim fazla pahalıya gelmeye başladığından dolayı üretimin daha yerel bir şekilde yapılması gereği ortaya çıkıyor. Burada da şöyle bir mekanizmanın hayata geçirilmesi için çalışılıyor; AB dışında yapılan üretimlerde karbondioksit emisyonu fiyatlandırıldığı için bu defa fiyat farkının üretimi olumsuz etkilememesi için bir dengeleme mekanizması ortaya çıkarılmasına çalışılıyor.

YEŞİL DÖNÜŞÜM DESTEKLERİ İÇİN 3 AYRI MODEL

AB’nin farklı modellerle Yeşil Mutabakat kapsamında destekler verdiğini ifade eden Landrut, bu konuda 3 ayrı örnekleme yaptı. Landrut, Türkiye’nin bu süreçte ne kadar istekli olduğunun önemine vurgu yaparak şunları söyledi:

“Birincisi, Türkiye Avrupa’nın araştırma ve kalkınma alanı adını verdiğimiz Horizon çalışmasının bir parçası. Yeşil Mutabakat kapsamında yeşil dönüşümü destekleyecek inovasyon ve araştırma çalışmaları finanse ediliyor. Türkiye’de bunun bir parçası.  Bu yıl aynı zamanda Türkiye Yatırım Platformu adını verdiğimiz oluşumu hayata geçirdik. Bu kapsamda da uluslararası finans kuruluşları aslında birtakım kredilendirme ve projelere hibe verme planlarını hayata geçirebilecekler. Kredi ve hibeleri daha az masraflı olabilecek şekilde uygulamaya geçirebilecekler. Bu projeler de özellikle yeşil dönüşüm kapsamında hayata geçirilecek olan projelere destek olma amacını taşıyor. Üçüncü bir boyut da IPA Fonları da Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde desteklenmesi amacıyla yönlendirilecek. Dolayısıyla bu süreç, tek bir finansman tutarı ile bağlantılı değil. Türkiye’de bu alandaki aktörlerin proje geliştirme, araştırma ve projelere yatırım yapma istekliliğiyle de çok bağlantılı bir durum. Türkiye bütün bu sürecin parçası olmaya ne kadar istekli? Bu önemli. Türkiye, Gümrük Birliği’nin önemli bir parçası olduğu için bu süreçten çok ciddi yararlanabilir” diye konuştu.

HEDEF, İŞ BİRLİĞİ İMKANLARINI YARATMAK

“AB ile Türkiye ilişkileri özelinde soğuma dönemi yerini ılımlı döneme mi bırakıyor?” sorusunu da değerlendiren Landrut, “Geride bıraktığımız bir buçuk yılda Türkiye ile politik seviyede tekrar bir araya gelmeye çalıştık. Bunlar; iklim, göç, güvenlik, sağlık ve tarım gibi alanlarda yürütülen diyalog çalışmalarıydı. Umuyoruz ki bu diyalog çalışmalarıyla her iki tarafın da menfaatine olan alanlarda ortak iş birliği çalışmaları yapabileceğimiz imkânlar yaratabiliriz. Bu şekilde de ilişkileri ilerletebiliriz” diye konuştu.

MÜLTECİLERE YÖNELİK 3 MİLYAR EURO EK DESTEK İÇİN ÇALIŞILIYOR

AB, Türkiye’de yaşayan mültecilere yönelik yürütülen projeler kapsamında planlanmış 6 milyar Euro desteğin dışında Türkiye’deki resmi makamlarla 3 milyar Euro destek üzerine de çalışıyor. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, 3 milyar Euro ilave desteğin verilmesi için çalışma yürüttüklerini söyledi. Landrut, bu çerçevede yine sağlık, temel ihtiyaçlar, eğitim, geçim desteği, sosyo-ekonomik destek başlıklarını öncelikli alanlar olarak belirlediklerini bildirerek, “Şu anda zaten programlanmış olan 6 milyar Euro tutarın yanı sıra Türkiye’deki resmî makamlarla ilave olarak 3 milyar Euro destek üzerinde çalışıyoruz” dedi.